Güle Güle Saadet Abla
Bir şehir, bir kasaba, bir köy aklınızda nasıl kalır?
Yeşili vardı, suyu vardı dersiniz ama aslında o yeşili, o suyu, o güneşi ısıtan, içinde yaşayan insanlardır.
Öyle sıfatlardan bahsetmiyorum.
Tam da hiç tanımadığınız bir insanın yüzündeki gülümseme sihirlidir.
Hafızanızın derinliklerine iner, siz o insanı o yüzü bir dana hatırlamazsınız ama, o gülücüğün bıraktığı duygu ruhunuza geçer.
İki gün önce Saadet ablayı duyduğumda uzun uzun bunları düşündüm.
Yıllar ve yıllar önce, Reyhanlı’ya ilk gittiğimde “…bir ağa” dediklerinde “keşke geri gitsek” diyesim geldi. “…sosyalist” lafını duyunca “Ağa ve sosyalist. Ne alaka?” dedim.
Merhum Yahya Kanbolat’ı tanıdığımda anladım ki o iki zıt sözcük çok da güzel bir araya geliyormuş. Belki de Türkiye’nin en güzel ağasıydı. Yalnız değildi.
O gün orada tanıştığım iki insandan biri de Saadet ablaydı.
Uzun ve meşakketli bir mücadeleden sonra, 1965 yılında Türkiye İşçi Partisinden Hatay milletvekili olarak meclise girmiş, eski değil, eskimeyen bir komünist Yahya Kanbolat ve onun dünya iyisi eşi Saadet abla…
Çok çabuk kaynaştık. Reyhanlı’daki bahçeli evlerinin duvarlarında İbrahim Çallı’nın resimleri vardı. Edebiyata da meraklıydılar. Yenişehir Gölünün kıyısındaki masamızda ne keyifli sohbetlerimiz olmuştu.
Ortaokul öğretmenim merhum Mehmet Başaran tanıştığımızı duyduğunda, “Keşke bütün ağalar onun gibi olsa,” diyecekti.
Sonra 68’lilerin unutulmaz abisini 1 Ağustos 2000 tarihinde ebedi yolculuğuna uğurladık.
Geride Saadet abla kaldı. Ne zaman Antakya’ya gitsem Reyhanlı’ya uğrar oldum. Çocukları torunları kadar anıları da hayatının bir parçasıydı.
Kocaman bir kutuda özenle tasnifleyerek sakladığı yüzlerce mektubun hangisini eline alsa “bunu Fransa’dan gönderdiğinde ben…..” diye başlayan cümlelerine hâlâ şaşarım. O naif aşkın gücü hiç mi zamana yenilmez?
Birkaç gün önce haber aldım. Bir yanımı ince bir hüzün sardı ama bir yanım huzur bulmuş gibi oldu.
“Ebedi aşıklar nihayet buluştu.” dedim.
Nur içinde uyu Saadet abla. Reyhanlı’ya bıraktığın sevgi dolu anıların hepimizde saklı kalacak.
Dursaliye Şahan