Gece | Yılmaz Pirinççi
Küçücük bir ateşe yakmalı geceyi
Bir battaniye üzerine oturmuş.
Ve dizlerime düşmüş olmalı yüzün.
Hiç konuşmadan öylece otururken
Uzaklarda parlayan bir yıldızı gösterip bak işte bu benim yıldızım demelisin.
Sonra birlikte el sallamalıyız uzaklardan göz kırpan yıldızına
Ateşte küçücük kıvılcımlar rüzgarda dans etmeli.
Zamanımız bolsa eğer sana rüzgar ve denizin aşkını anlatırım
Her fırtınanın aslında düğün dernek olduğunu
Sonra papatyanın ölümü göze alarak kafasını aşka nasıl uzattığını
Kim bilir, belki uzaklardan bir gitar sesi duyarız.
Ya da aslında birbirimizin yüreğini dinlemek için duymuş gibi yaparız ikimizde.
Gece uzar.
Görünmez olur kumlara düşen iki damla gözyaşın
Bir an durur.
Sorarsın titreyen dudaklarınla
Sahi niye bize düştü bunca yalnızlık.
Hani bize ait olmayan o kalabalığı alıp bizi bize verseydi zaman .
Ne olurdu .
Hiç konuşmadan tutardım elinden.
Uğraşma benimle deli kız.
Yanıtı olmayan sorular sorma bana
Git başımdan
Yılmaz Pirinççi
**