Frida Kahlo | Rengi Giyinen Kadın | Nevruz Uğur
Yoksul banliyönün renk çekirdeği
geleceğe yazılacak çöp masalı
devletin ötekisi dinin kutsalı
aşk söylencelerini paçavraya çevirecek alev cini
çalı kelebeği Meksika Sity’nin
sinekkaydı ağzı ham oğlanların
zakkum dalı
sütü kuzeyden getirilmiş topal arı
aşkın dişlerini kanatan şeker kamışı
susuzluk ve gargara…
kırık bükeyleriyle yarına ve güneşe sıçrayan altın yay
yengeç dönencesinde geceleri boyayan ay
‘mavi evden’ hayata yürüyen ‘tahta bacak’
seni bir gök içebilirdi ancak
büyük ufkunun renkleriyle…
seni bir dağ besleyebilirdi ‘narın kanı ve maamee elmasının ufukları’yla
seni yüce bir güneş toplayabilirdi kıyılardan
göğsünün çiçekli vadilerini alizarin alivyonlar basmış aldatılmış ırmak
kırık figürlerin soyut çığlıkların ablası anjeliği pörçük ceninlerin hayal oğulların famen annesi
cezalı rahim…
aldatmadan doğayı doğalı seven
kutsalların ruhlarından kovamadığı hain rüya
tanrıların sofrasını halk adına tepen şer
arzunun kanda uluyan sesi
cinnetleri aşka tahvil eden renkler asiyanesi
yeşil kılıçlarını kendi etine saplayan Meksika
devrim direnç aşk tango ve tekila
renklerin deli kıvılcımı kırık gelini insan ve içerik…
kes kes kes saçlarını Frida
yak düşlerini
işte şakıyor büyük kurbağa diego riveran -rengi gören adam-
“Umarım çıkışın neşelidir/Bir daha asla dönme Frida”
dönme frida sana katlanamaz tanrılar ve bu aptal gezegen…