Fırtına | Hilmi Yavuz
Akşam ıssız bir ağaç biçiminde
Sırrı dökülmüş aynalarda görünür
(bakmak, uzaklara dokunmaktır).
Sen benim en alımlı gözlerimsin
Bakışını duyar gibi güllerden
Bana enli ve kalın hüzünlerden
Belirsiz bir gülümseme biçer gibisin
Benim özel bir tarihim olmadı
Başlamak için en ilkel gereçlerle
İlk kumaşı biçenlerin tüylü sıkıntısına
Duyulurdu bungun ve boğunuk
Sağrıları tere batmış at biçimlerinin
Sazlıklarda doludizgin koşturulduğu
(sen benim fırtına gecelerimsin)
Fırtına başlatılır ilk tecimevlerinde
Ölü testiler satılır toprak günlerden
Ayı postlarından kürkleri iznik’li çömlekçilerin
Gemi direkleri gibi sağlam yalnızlıkları
Cam dışlarında büyürdü fesleğenler
Gümüş koşumlar yaptılar
Usta işi bakışlara vurmak için
Bölüşmüştük acı mısır ekmeğini oysa
Otlardı sürülerimiz yıldızlı göl gecelerinde
(fırtına çıktı içeri aldık fesleğenleri)
Hilmi Yavuz
-Bakış Kuşu, 1969-