Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

F r a g m a n l a r | Hilmi Yavuz

10.12.2022
448
A+
A-
F r a g m a n l a r | Hilmi Yavuz

I.Biz yaralı bir toplumuz. Koskoca bir gövde kesile biçile, orasından burasından koparıla koparıla iki yüz yıldır durmadan kanıyor; sadece gövde mi, geçmişin ruhu da! Bu, bir ruh kanamasıdır ve cehaletle pansuman yapılarak iyileştirilmeye çalışılıyor…

II. Hüzünle düşünmek! Doğu’ya özgü müdür;-sanmam! Ben öteden beri Mutlulukla Hakikat arasındaki bağıntının olduğunu düşünenlerdenim. John Stuart Mill’in bir sözünü andım şimdi: ‘Mutlu bir domuz olmaktansa, mutsuz bir insan olmayı yeğlerim’. Hüzün, geçmiş mutlulukların peşine düşmenin hakikatidir: Proust’a özenerek söylersem: ‘A la Recherche du Bonheur Perdu’…

III. Şiirin birimi, sözcükler değil, metaforlardır. Richard Rorty, Heidegger’in Aletheia [Hakikat] ile şiir arasında kurduğu ilişkiyi tamamlayarak metaforların da hakikate dönüşebileceğini gösterdi. Kısaca şiirle felsefe ya da Hakikat arayışı arasında, raslantısal bir bağıntı vardır. Metafor Hakikate dönüşebilir de, dönüşmeyebilir de! Hakikate dönüştüğünde şiir de felsefeye dönüşür!

IV.Gerek klasik Batı müziği gerek klasik Türk musıkısı, bende daima bir Logos [Herakleitos’cu anlamda], bir Düzen’dir: Kaos’a karşı Logos!  Nietzche’e katılmıyorum: Müzik, Dionyzosca-olan değil, Apollonca-olan’dır. Dolayısıyla müzik, modern yaşamın getirdiği Kaos’un karşısına, şiirin Logos’unu, yani düzenini yerleştirir: Dünyanın ve yaşamın Kaos’una, ancak şiirin getirdiği müziğin düzeniyle karşı konulabilir.

V.Bir Fransız düşünürü [yoksa ‘şairi’ mi idi?], ‘hatıra, şairdir’ dermiş. Ben olsam ‘hatıra’ değil, ‘hafıza şairdir’ derdim. Buna ‘hayal, şairdir’i de ekleyebiliriz. Belleği şair yapan gelenek, hayali şair yapan da modernliktir.

VI .Şairin işi hakikati aramak değildir. Ya nedir? İbn Arabi’nin dediği  gibi, ‘hakikati mecazla örtmek’ mi, yoksa Heidegger’in dediği gibi ‘hakikati ifşa etmek mi? Bana kalırsa, şairin işi, hakikati ’örtmek’le ‘ifşa etmek’ arasında, ara yerde’dir…

VII.Günümüz şiirinde eksi[k] olan Lirizm ya da müzik ve gelenek bilinci, demeyeyim ama gelenek hassasiyeti’dir. Gelenek bilinci bir öğretimle [‘ta’lim], gelenek hassasiyeti ise, eğitimle [‘terbiye’] sağlanır.

VIII. Hep söylemişimdir: Ben ‘nitelikli okur’dan yanayım. Nitelikli okur,  seçimini kendi donanımı ile, ‘niteliksiz okur’ ise başkalarının tercihleri ile yapan kişidir. ‘Çok Satanlar’ listelerine bakarak, yani öteki’nin iradesiyle seçim yapmakla- ki ‘niteliksiz okur’ budur; kendi iradesiyle seçim yapan –ki bu ‘nitelikli okur’dur,  temelli bir fark vardır. Kant’ın ‘Aydınlanma Nedir?’ risalesindeki metaforu referans olarak alırsam, ‘niteliksiz okur’ kendi iradesini kullanma cesaretini gösteremeyen bir ‘ergin-olmayış’ konumundadır.’Niteliksiz okur’, reşit olmamıştır henüz… Eleştirmenlere gelince, burada da, Gresham Yasası geçerlidir: Kötü eleştirmen, iyi eleştirmeni kovar…

  1. Kötü eleştirmen kim? Metnin niyetini değil, yazarın niyetini referans olarak alan; teori yerine izlenimciliği yeğleyen [sahi, ‘izlenimciler’ neden deneme yazmazlar da, eleştiriye sıvanırlar?]; eleştirinin alanını Sabahattin Eyüboğlu’nun belirttiği gibi, edebiyat tarihi ile estetik arasında konumlandırmayı beceremeyenler…

 

X.Şairler müstear adları severler: Pessoa, Borges, Hölderlin ! Ben kendi adımı müstear olarak kullanıyorum!

 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.