Entelektüel Olan Hiçbir Şey Bana Yabancı Değil | Hilmi Yavuz
Söyleşi: Ayşe Adlı
Borges’in bir sözü vardır, “Ben yaşamadım, okudum!” der.
Londra yılları benim için tastamam öyledir. Başka türlü anlatamam o dönemi. Ben yaşamadım, okudum. 5 yıl kalmama rağmen Londra’nın acemisiydim. BBC’nin Türkçe servisinde çalışıyordum. Çok rahat bir iş ortamım vardı. Aynı dönemde University Collage’da felsefe eğitimi de aldım. Bunun yanı sıra çok yoğun bir biçimde okudum o yıllarda.(…)
1976 yılında, Mimar Sinan Üniversitesi, o zaman Güzel Sanatlar Akademisi, bana “Uygarlık Tarihi dersi verir misiniz?” teklifiyle geldiğinde kabul ettim. Ama bu dersin hazırlanması benim için başlı başına bir problemdi.
Ne anlatacağım? Uygarlık tarihi.
Ne okumam gerekiyor? Şu kitapları!
Nasıl sistemleştirebilirim bu konuyu?
Şu yolu izleyerek…
Programı tespit ettikten ve sistemi kafamda oturttuktan sonra o dersi altı ayda hazırladım. Çok iddialı bir şey söylüyor gibi görünebilirim ama üniversitede antropoloji bölümünü bitirmiş, doktora demeyeceğim fakat yüksek lisans yapmış biri kadar antropoloji anlatabilirdim. Bu cahil cesareti değil, bilginin cesaretidir.
Boğaziçi Üniversitesi’nde felsefe dersi vermeye başladım. 1980’den sonra bölüm toplantısı yapıldı. YÖK kurulmuş. “İslam’la ilgili bir ders vermemiz lazım.
Kim verecek?” dediler. “
Ben veririm!” dedim.
Akademi’de yaptığım gibi oturdum ve çalıştım.
“Dersin adı İslam Felsefesi olamaz. Türk İslam Düşüncesine Giriş olsun. Bu dersi ehliyetle verebilirim…” dedim ve verdim de. Benim okumalarım böyle çerçevelerde oluyor. (…)
Marks’ın sevdiğim bir sözü vardır, “İnsani olan hiçbir şey bana yabancı değil.”
Ben de diyorum ki entelektüel olan hiçbir şey bana yabancı değil. Bizim konumumuz ikisinin birden edinilmesini zaruri kılıyor. (…)
Benim kütüphanemde her şey var. İki blok Gazali’ye ait. Bir tarafta antropolojiler var. Bir blok baş adamım Wittgenstein’a ait. Onun üzerinde iki blok halinde İngilizce, Türkçe, Fransızca Foucault kitapları var. Benim kütüphanem bir uzman kütüphanesi değil.
Allah rahmet eylesin, Semavi Eyice Bizans kütüphanesi kurmuştu mesela. Bütün hayatını ona vakfetmişti. Ben bunu yapamam. Felsefeci olarak hayatımı bir filozofun tek bir problemine tahsis edebilirdim. Bunu yapmadım. Çünkü onu yaparken gözüm başka bir şeye kayacaktı. Onun için daha baştan klasik manada akademyayı reddettim. Tab’ım buna müsait değil.
Bkz. “Entelektüel Olan Hiçbir Şey Bana Yabancı Değil.” Söyleşi: Ayşe Adlı, Fotoğraf: Bahtiyar İstekli, Temmuz 2021, https://www.nadirkitap.com/hilmi-yavuz-roportaji-blog54.html
…