ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Duygu Uzel’le Söyleşi | Onurhan Alpagut

19.07.2021
698
A+
A-
Duygu Uzel’le Söyleşi | Onurhan Alpagut

“KİTAPLAR ÇOCUKLUĞUMUN UÇAN HALISIYDI”

Yazar Duygu Uzel ile kitapları ve edebiyat üzerine konuştuk.

Mor Menekşeler (Roman), Martılara Simit Atacaktık Hani (Günlük), Çalakalem Kadınlık Halleri (Derleme), Gecenin İçindeki Gölge (Roman) ve dokuz yazar ile birlikte kaleme aldığı Hayvan Hikayeleri/Dostlarımızdan mesaj var kitaplarını yayınlayan yazar Uzel, “Yazmak benim günlük hayatımın bir parçası” diyor.

Yazıyla alakanız nasıl gelişti? İlk eserinizi ne zaman yayımladınız ve bu size ne hissettirdi?

Kitaplar çocukluğumun uçan halısıydı. Sayfalar arasında kelimenin tam anlamıyla kaybolur bambaşka dünyalara gider, oradaki karakterlerden biri olurdum. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamazdım. Yazmak da okumanın getirdiği iz düşüm gibi aslında. Geriye dönüp baktığım zaman gözümün önüne evimizin önündeki çam ağaçları gelir. Caddeyi ikiye bölen heybetli çam ağaçlarını, onun ev sahipliği yaptığı kargaları ve serçeleri anımsıyorum. Uzun uzun onları seyreder gevezeliklerine ortak olmak isterdim. Yaşın getirdiği günlük tutma alışkanlığı dışında ilk yazma eylemim onlara mektup yazmaktı. Küçük notlar halinde mektuplar yazar çam ağaçlarının ulaşabildiğim dallarına sıkıştırırdım. 80’li yıllarda ise kendime bambaşka bir oyun bulmuştum: Evde kimse yokken ortalık karıştırma. En büyük keşfim büyükçe bir çuval olmuştu. Dolabın diplerine itilmiş, dışarıdan bakınca görünmeyen bir hazine misali. O andan itibaren bir hazine tombalacısı olmuştum. Elimi ilk atışımda Aziz Nesin’in “Bay Düdük” adlı kitabı geldi. Başka ne var diye bakmadım. Heyecanla okumaya başladım. Sayfalar bir solukta akıp gitti. Çuvalda bulduğum her kitabı okumaya çalışsam da çoğunu o dönem anlamamam mümkün değildi. Hazine tombalacısı olarak son kitabım Monteigne’nin ‘Denemeler’iydi. O kitaptan sonra iki alışkanlığım oldu; günlük dışında defter tutmak ve kitap için para biriktirmek. Kendi harçlıklarımı biriktirerek aldığım ilk kitap ise Bekir Yıldız’ın “Harran Ovası.” Kitap yazmak ya da yazar olmak gibi bir düşünceye hiç sahip olmamıştım. Okumak ve yazmak benim hayatımın ayrılmaz parçalarıydı, öylesine doğal öylesine sıradan. En büyük zevkim sahaflara kitapçılara gitmekti. Okuma listeme aldığım kitaplar dışında raflarda bana seslenen kitapların sesini duymak onları keşfetmek ise benim için başka bir macera.

Bugüne kadar kaleme aldığınız kitaplardan kısaca söz eder misiniz?

Mor Menekşeler (Roman), Martılara Simit Atacaktık Hani (Günlük), Çalakalem Kadınlık Halleri (Derleme), Gecenin İçindeki Gölge (Roman), Hayvan Hikayeleri/Dostlarınızdan Mesaj Var (Çocuk), ortak kitap bugüne kadar basılmış olanlar. Bunların dışında çeşitli dergilerde yayınlanmış öykü ve yazılarım bulunmakta.

Son kitabınız ne zaman yayınlandı? Konu içerik ve benzeri bize biraz detay verir misiniz?

Son olarak dokuz yazarın ortaklaşa yazdığı Dostlarınızdan Mesaj Var adlı çocuk kitabımız bu yıl mart ayında yayınlandı. Geleceğin mimarı olan çocuklarımız için doğaya ve hayvana karşı duyarlılık konusunda küçük bir dokunuşumuz olsun istedik.

Hazırlığında bulunduğunuz yeni bir kitap var mı?

Yazmak istediğim, yazdığım pek çok konu ve toplu projeler var. Bazen kalemimin çenesi düşüyor, uzun uzun gevezelik ediyor bazen de hem kalemim hem de ben dikenli bir yolda yürümeyi bırakın orada yaşıyor muşum gibi hissediyorum.

Yazacağınız konuyu, içeriği nasıl belirliyorsunuz?

Yazmak benim günlük hayatımın bir parçası. Hiçbir zaman şu konuyu yazayım kitap olsun diye düşünmedim. Bu benim için kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. Kimi zaman ansızın aklıma gelen bir cümleyle başlıyor kimi zaman bir anı ya da bir olay tetikliyor kalemi. Örneğin “Gecenin İçindeki Gölge”nin temeli tek bir cümleyle başladı: “Uzun zamandır her sabah Gregor Samsa olarak uyanışımdandır uykusuz gecelere teslimiyetim.” Defterime yazıp bırakmışım. Kitaptaki tüm kurgu bu cümlenin etrafında kuruldu.

Ülkemizde kitap okuma oranı diğer ülkelere kıyasla sizce ne düzeyde?

Hayli düşük olduğunu düşünüyorum. Kitap okumak boş zamanlarınızda yapacağınız aktivite değildir bana göre. Başlı başına bir uğraştır. Bu konuda eğitim sistemimizden ailelerden başlayıp yayın ve pazarlamaya dek varan bir yol var. Dayatılan, zorla göze sokulan popüler kültürü de göz ardı etmemek gerekir. İnternette paylaşılan güzel sözler, süslü cümlelerle ki bazen alıntılanan yazar bile doğru olmayabiliyor, kopyala yapıştır furyası diyorum ben buna, kitap okuduklarını haberdar olduklarını sanıyorlar. İçerikten çok popülarite ön planda. Bu benim için işin can yakıcı kısmı elbette tüm bunların dışında çok ciddi ve ayakları yere basan okuduğundan çıkarım yapan nitelikli okurlar da var. Satılan her kitabın okunduğu konusunda da çok emin değilim.

İçerisinde bulunduğumuz koronavirüs pandemi döneminde kitap okuma oranı arttı mı?

Görünen o ki kitap satışlarında kısmi bir artış gözlemlendi. Sorun bana göre şu ki satış oranıyla okuma oranı doğru orantılı mı? Bir de sıkça söz konusu edilen nitelikli okur sorunu var. Dürüst davranmak gerekirse evrensel olarak içinden geçtiğimiz pandemi sürecinde düzenli kitap okuma alışkanlığı olanlar bile bir süreliğine de olsa konsantrasyon sağlayamadı. Oysaki çoğunlukla arayıp da bulamadığımız bir zamana sahiptik. Bu nedenle kitap okuma oranı artmıştır demek konusunda tereddütlüyüm. Bu durumu kesinlikle genellemek istemiyorum Umudum elbette her geçen gün iki başlığın da giderek artması. Kitaplar dünyaya açılan bambaşka bir pencere.

DUYGU UZEL KİMDİR?

1971 Burdur doğumludur. İzmir’de yaşamaktadır. Çeşitli yayınevlerinde editörlük yapmıştır. Feridun Andaç ve Murat Aksoy’un yaratıcılık atölyelerine katılmıştır. Kitap yazarlığı yapmaktadır.

(25 Kasım 2020)

Kaynak: www.ilksesgazetesi.com

Duygu Uzel
Duygu Uzel
ÖZGEÇMİŞ 1971 Burdur doğumlu. İlk ve ortaokulu Burdur'da Lise eğitimini de İstanbul'da tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde ve e-dergide editörlük yaptı. Bir tanesi derleme olmak üzere yayınlanmış dört kitabı var. Ayrıca kolektif çalışma olan iki çocuk kitabında da öyküsü bulunmakta. Bunların dışında aylık yayınlanmakta olan çeşitli kültür, edebiyat ve sanat dergilerinde öykü ve yazıları yayınlanıyor.İzmir'de ikamet etmekte. Mor Menekşeler -Roman (1999) Martılara Simit Atacaktık Hani - Günlük (2011) Çalakalem Kadınlık Halleri -Derleme (2012) Gecenin İçindeki Gölge- Roman (2013) Hayvan Dostlarınızdan Mesaj Var- Kolektif çocuk öyküleri Derleme (2020) Haydi Tut Elimi-Kolektif çocuk öyküleri Derleme (2021)
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.