Dokun | Yelda Karataş
İlk söz: Dokun
Parmak uçlarımdan akan hasret hayatın kanıdır
Elâ gözlerimde çakan istek canımdır
Dokun tenimde yatan arzunun harcı aşkına
Aşk ile dokun
Yaradanın
gönlünde yatana gönlünle
Dokunmak helâldir
bir yüreği isteyen bir yüreğe
Dokun
Al
güneşler çoğalsın göğsümde
Aslımın gerçeği dokun
Ferhat’ın dağı utansın
Dokun
Tenimle
tenine varayım
Dokun yaşayayım.
İnce korkuları parçalayan yiğit bakışınla
Bir ten yurdunun fatihi olayım
Dokun
Pembe
dantelli geçmişine
parçalanmış İstanbul’un o aziz şarkılarına yedi tepeden.
Unutulmuş ninnilerine, masal kitaplarına
Büyükannenin
Sepya ağlayan bütün fotoğrafların kesik yaralarına
Dokun
Hisarlardan
kalan o çarpıtılmış tarihi düzden okuyarak.
Aynı sokakta hıdrellezi yedi dilde karşılayan
çocuk şarkılarına
Dokun
Al ipek yeşil ipek halaylar ve tamburun hüzünlü
çağrısına tadı bal üzümlerle koşan İstanbul hayaletine
Dokun
Bin bir basamaklı mermer hanların içinde hâlâ kanayan yaralara
Ve bir günde baştanbaşa değişen Pera’nın şiir geçmişine
Dokun
Ağlasın
kalbin sokağından sürülenlere
Ve Mayıslarda katledilenlere
Dokun
Alınlarında bir bayrak gibi hayatı taşıyanlara
Tersanelerin susturulmuş sesine bir sonbahar akşamı
Dokun
Tarih
utanmaz
Utanmadan bakmak için İstanbul’un öksüz yüzüne
kalbimin ezanlara karışan sabahına
Dokun
Bir diyarın kanlı yarasına dokunur gibi
Altın yüzü unutulmuş Beyoğlu ustalarının
göz nuru mermer işlemelerine
Aşkla dokun
Yazılmış bütün Deniz öykülerine ve Melisa kokusuna
Gerçeğe dokunmanın erinciyle
Dokun
Yalan bedel istemez uyutur
Gönül bağı Boğaz Köprüsü’nün demir ayakları değil
Avrupa’dan Asya’ya uzanan
bu halkın gözü yaşlı serüvenidir
Nazım’ın vapuruna dokun!
Yurdumuz İstanbul’un kirletilmiş tenidir
Ki atlaslar içinde en kahraman dişidir
Yüksek kaldırımda yaralı kadın ruhu satılan
Kirli yüzü sahte altına boyalı
Masum çırakların aşkı parçaladıkları
O Tenelev sokağına dokun
İstanbul
bizimdir
Hatırlatmak için erdemini
Uzat elini . . .
Yelda Karataş
İstanbul Bir Dişi Orospu Beyoğlu Altın Dişi
2007