Doktor Tarık Nusret Kimdir?
1915’te Trabzon lisesi , Çanakkale savaşı’nda 3 dönem mezun vermedi. Bütün öğrenciler şehit oldu ve yoklama defterine “geri dönmediler” yazıldı.
Doktor Tarık Nusret; adını hiç duydunuz mu?
O bir doktordu.
O bir babaydı..
Çok acılı bir hikayesi vardır.
Bilmemiz gereken..
Anlatmamız gereken..
Herkesin okuması gereken…
Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “Morfin“di.
Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı. Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu.
Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu..
Sedye ile gelen her yaralı, burada masaya koyuluyordu. Doktorun elinde enjektör, enjektörün içinde ağrı kesici..
Doktor ilk muayeneyi yapıyordu ve yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandıkları askerlere ağrı kesiciyi yapıyordu..
Oysa gelen her yaralının ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Fakat herkese yetecek kadar ağrı kesici yoktu..
Doktor duygusal karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta, iyileşme şansı yüksek olan yaralılara ağrı kesici yapmaktaydı..
Yine doktorun önüne bir asker getirilir.
Yaralının ağır yaralarına bakan doktor, askerin iyileşemeyeceğini öngörür ve ona ağrı kesiciyi yapmaz..
O sırada askerden iniltili bir ses duyulur..
“Baba!”
Sedyedekinin kendi evladı olduğunu görünce , Doktor Tarık Nusret’in boğazına düğüm inmişti. Oğlu Çok acı çekiyordu.
Herkesin gözü doktora çevrilir, yaralar içinde kıvranan asker doktorun öz oğludur..
Doktor buna rağmen yine ağrı kesiciyi oğluna yapmaz ve bir kaç saat sonra da oğlu şehit olur..
Doktor, şehit olan oğlunun cansız bedenine sarılır ve şöyle der:
“Affet oğlum, o senin hakkın değildi”
İşte bu topraklar hakkı olmadığı için tek bir ağrı kesiciyi bile oğlundan esirgeyen o güzel insanlar tarafından vatan yapılmıştır.
Ve bizim..
Çanakkale savaşını kazandığımız o tarihi anlardan biri de hiç şüphesiz Doktor Tarık Nusret’in hakkı olmadığı için öz oğluna ağrı kesici yapmadığı o an’dır..
Gözleri dolu bir şekilde “gölge bir yere kaldırın” diyebildi ancak doktor Tarık Nusret. Kanından ,canından çok sevdiği evladı bir kenarda acıyla ölümü bekleyecekti. Bir gölge bulun diyebildi ancak.
Kan birliğinin , düşünce birliğine dönüşümünün sembolü, aşiretten millete, Topluluktan topluma dönüşümün ilk işaretidir. İnancı gereği baba evinden kopuştur. Şehirden çöle gidiştir. Amaçsız yaşayanlara nispet, bir amaç ve rüya sahibi olabilmektir.
Her türlü kayırmanın ve yakınlık bağını vesile ederek hak terazisini bozmanın inadına , Hakka yakın olabilmek için evladını kurban edebilmenin adıdır.
NOT: 1915’te Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye kaydolan tüm öğrenciler, şehit oldu..
Tarihin tozlu sayfalarına adını kazımış tüm kahramanlara sonsuz saygıyla, minnetle...
Kaynak: İrfan Değirmenci Sayfası