Direnay / Ünata Öztürk Akkoyun
Bütün aydınlıklar
karanlıklardan emzirilmiş güneştir “direnay”
hatta
bütün yaralar
öldürmedikçe
insanı çoğaltan
sessiz ağaçların bıçak yaraları gibi
kalp içinde çoğalan
katmerli bir direnişin göğsünde madalya
yılmış..
al kanatları alkanlar içinde atlar
ve
yurdundan yitik yavrular koşuyordu
dün değil bugün
döşüme düşen düşümde gördüm
yavrularını kağnı sırtında emziren anaları
ve
içimin iç savaşlarında öldüm..
.”diranay”
Hayır
sana umutsuzluk bahşetmeyeceğim
sana ölümsüzlük
sana özgürlük
sana
mayınsız tarlalar
başakları güneşi öpen
buğdaylar
ve ovalar
ve
her pazar ertesi, yavrusunu
yelkovan kuşlarından önce öpen anaların dudaklarından
şarkılardan söz edeceğim “direnay”
senin O küçücük ellerinle
benim suçlu yüzümün küflerinide sil diye
avucunun tam ortasına
kilitbahirden Kocatepeye kadar uzanan
koskocaman bir harita çizeceğim…
ve “direnay”
sana
yalanlar içinde direnen bir ülkede
“MUSTAFA KEMAL” gibi direnmenin anlamını öğreteceğim.