ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Çocukların Yazdıkları ve Sildikleri | Erhan Tığlı

24.04.2020
1.190
A+
A-
Çocukların Yazdıkları ve Sildikleri | Erhan Tığlı

Öğretmen, öğrencilerine, ellerinde sihirli bir kalem olsaydı ne yazacaklarını sordu. Yazarken niye olduğunu belirtin demeyi de ihmal etmedi. Çocuklar biraz düşündüler ve yazdıklarını okumaya başladılar. “Barış yazardım” dedi içlerinden biri, “Savaşlar sona ersin ve gençler, çocuklar ölmesin, her taraf yakılıp yıkılmasın diye.”
“Güzel” diye ellerini çırptı öğretmen. “Başka ne yazardınız?”
Öğrenciler birbiri arkasına, yazdıklarını okumaya başladılar:
“Bilgi yazardım. Okumak yazmak bilmeyen kalmasın, herkes bilgili olsun, kimse kimseyi aldatmasın, kandırmasın diye.”
“Sevgi yazardım. Herkes birbirini sevsin, kavga etmesin diye.”
“Gül yazardım. Gülelim, somurtmayalım, bahçelerimizi gülle donatalım diye.”
“Dostluk yazardım. Dostça, arkadaşça yaşayalım, birbirimize yardım edelim diye.”
“Çiçek yazardım. Çiçek dikilsin de, dünyamız güzelleşsin, insanlar çiçeklensin diye.”
….
Öğretmen onları dinleyip yazılanları beğendiğini belirttikten sonra:
“Bu şeyleri nereye yazardınız?” diye sordu.
“Nereye olacak, kâğıda yazardık” diye güldüler.
“Başka nerelere yazardınız?”
“Duvarlara yazardık.”
“Duvarları kirletirdiniz ama…”
“Hayır öğretmenim. Kirletmeden, tertemiz bir şekilde yazardık, yanına da resim yapardık, gelen geçen görsün, etkilensin diye.”
“Cep telefonunun mesaj bölümüne yazardım” diye arkadaşlarını güldürdü Ali.
“Bilgisayara yazardım” dedi Mukaddes.
“Herkesin bilgisayarı mı var, nereden görecekler o yazıyı?”
“İnternet kahveleri var akıllım.”
Öğretmen cebinden bir gazete kesiği çıkardı:
“Bakın bu konuda neler yazılmış” diye okumaya başladı.
“Kavgayı ağaçların yapraklarına yazardım, sonbahar gelsin, yapraklar kurusun diye.”
“Öfkeyi kara bir bulutun üstüne yazardım, yağmur yağsın, bulut yok olsun diye.”
“Nefreti karların üstüne yazardım, güneş açsın, karlar erisin diye.”
“Dostluk ve sevgiyi yeni doğmuş bebeklerin üstüne yazardım, ikisi birden büyüsün, dünyayı sarsın diye.”
Bu sözler öğrencilerin hoşuna gitti, alkışladılar.
Öğretmen bunun üzerine, “Siz de bu sözlerden örnek alarak bir şeyler yazın bakalım” dedi. Çocuklar tekrar kaleme kâğıda sarıldılar, yazmaya başladılar:
“Kavgayı eski bir kâğıda yazardım, çöp sanılıp ortadan kaldırılsın diye.”
“Öfkeyi bir mendile yazmak isterdim, kullanılıp atılsın diye.”
“Nefreti sahildeki kumlara yazardım, denizin dalgaları gelip yok etsin diye.”
“Sevgi ve dostluğu bir tohuma yazmak isterdim, dünyayı sarsın diye.”
“Kavgayı kömürün üstüne yazardım, kömür yanınca, kavga onunla birlikte yanıp dumanı havaya karışsın diye.”
“Kini ve düşmanlığı gecenin karanlığına yazmak isterdim, gün ışıyınca karanlıkla birlikte ortadan kalksın diye.”
“Yalanı toprağın üstüne yazardım, insanlar basınca ezilsin, bir daha olmasın diye.”
“Arkadaşlığı çınar fidanına yazmak isterdim, yıllar boyu büyüsün, dal budak salsın, canlı ve güzel kalsın diye.”
Öğretmen, verilen yanıtların hepsini de beğendi.
“Şimdi de neleri silmek istediğinizi yazın son olarak” dedi.
Öğrenciler büyük bir hevesle gene yazmaya koyuldular.
“Kötülüğü silerdim, insanları kötü şeyle yapmaktan alıkoysun diye.”
“Çirkinliği silerdim. Dünyamızı çirkinleştiren, göz zevkimizi bozan bir şey olmasın diye. Böylece kadınlar çirkinlik korkusundan kurtulurlar, estetik ameliyatı olmaya kalkmazlar ve makyaj malzemelerine, ruja para vermezlerdi. Babalarımız onlara verilen parayla bize yiyecek, içecek alırdı. Karnımız iyice doyardı.”
Mehmet böyle deyince sınıfta bir kahkaha koptu.
“Hastalıkları silerdim efendim” dedi Ayla.
“Onu silmek için kendimizi iyi korumalıyız. Temiz olmalı, sağlığımızı bozacak eylem ve davranışlardan kaçınmalıyız” diye konuştu öğretmen.
“Kıskançlığı silerdim” dedi Halim. “Kıskançlık erkeklerde ve kadınlarda sorun yaratıyor, ailelerin dağılmasına, hatta cinayetlere yol açıyor.”
Mustafa, “Tecrübe konuşuyor” diye espri yaptı.
Nuran, parayı silmek gerektiğini söyledi ve bu görüşünü şöyle açıkladı:
“Para yüzünden de cinayetler işleniyor, aileler dağılıyor. Paran olmayınca aç kalıyorsun, beğendiğin şeylere karşıdan bakmak zorunda kalıyorsun. Paranın varlığı bir dertmiş, yokluğu da yara. Para yüzünden çok şeyler geliyor başımıza.”
“Onu silip de yerine ne yazacağız?”
Kimse bir şey diyemedi…
Kerem parmak kaldırdı, öğretmen söz vermeden heyecanla konuştu:
“Çevre kirliliğini silerdim öğretmenim. Ne demişler: Çevreyi temiz tut, yeşili koru; budur bence en iyi, en güzel doğru.”
“Aferin! Çok güzel bir noktaya değindin.”
Selim aşağı kalmak istemedi:
“Sigara, içki ve buna benzer uyuşturucular, kötü alışkanlıklar da silinmeli” diye söze karıştı. “Hele sigara hem insan sağlığına hem de çevreye zarar veriyor. Bakın bu konuda şöyle bir söz aklıma geldi: Dışı ak, içi kara; sigara küçüktür ama çok kötülük eder insanlara, açar içimizde derin bir yara. İçki ve uyuşturucular yüzünden de birçok insan ölüyor.”
“Ölüm dediniz de aklıma geldi” diye konuştu Gönül. “Kim onu silerse büyük bir hayra girer. Ölüm ortadan kalkınca sevdiklerimizle bir ömür boyu mutlu yaşarız.”
“Kötülerden de kurtulamayız ama” dedi Osman.
Erhan başını salladı, acı bir gülüşle şöyle dedi:
“Ölümü ancak Allah kaldırabilir. Bizim buna gücümüz yetmez”
“Aslına bakarsanız, bu söylediklerimizin hiçbirini silmeye gücümüz yetmez” diyerek arkadaşlarını tatlı hayallerden uyandırdı Güvenç. “Ancak bazılarını büyüklerimiz silebilir.”
“Hadi öyleyse hep birlikte Tanrı’ya bir dilekçe yazalım, büyüklere akıl fikir versin, onları gaflet uykusundan uyandırsın diye” konuştu öğretmen.
Bu teklifi kabul ettiler. Düşünüp taşındıktan sonra ortaklaşa şu şiiri yazdılar:
“Tanrım!
Kocaman bir silgi ver büyüklerimize
Otursunlar da silsinler iyice
Benliğimize kazıdıkları
Yalanı kini kavgayı…
Sevgi barış dostluk yazsınlar
Bu kara, bu kötü kavramların yerine.
Dikkat etsinler bundan sonra
Okuyup yazarken…
Karalama defterine
Döndürmesinler dünyayı!”

YAZAR: EDEBİYATÇI, ŞAİR, ÖĞRETMEN. Erhan Tığlı

Erhan Tığlı
Erhan Tığlı
Yazı ve şiirlerim 50 yıldır çeşitli gazete ve dergilerde çıkmktadır, on ödülüm, yayınlanmış 21 kitabım var.
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.