Bugün, gün aymadı | Halime Özoğlu Temel
Şahin Akdemir, 25 yaşında. Marmaristeki orman yangınını söndürmeye çalışan ekiplere gönüllü olarak su taşırken can verdi.
Ülkemiz, aydınlığa uyanamadı. Ülkemizi kül ettiler. Ege ve Akdeniz Bölgemiz harap oldu. Yanan, sadece ormanlarımız değil elbette. İçinde barınan binlerce canlılar da, maalesef yok oldu. İnsanlarımız; evsiz, barksız kaldı. Kalmakla kalmadı, canını yitiren vatandaşlarımız oldu. Allah rahmet eylesin, başımız sağ olsun. O yangınlar; eşzamanlı ve organize olarak, kundaklandı ve yakıldı. Ciğerlerimiz yandı. Yakan ve onlara göz yumanları da; Allah’ın “Kahhar” ismine havale ediyorum. Ağaçlar ve tüm canlıların vebali altında, kül olsunlar.
Sadece, Ege ve Akdeniz değil; tüm ulusumuzun yüreğine düştü o ateş. Müsebbibini bulmak, yönetimin işi.
– Şu ana kadar, Cumhurbaşkanını duyamadık, duyan var mı? – Bizim Cumhurbaşkanımız, konuşmayı sever. Oysa, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi tık çıkmıyor.
– Ulaştırma bakanı nerede? Gören var mı?
– Yangın söndürme uçaklarımız nerede? Bilen var mı?
Şu anda gecenin 03:00 ü ve ben gözyaşları içinde, elim kolum bağlı alevlere esir olan vatanımın çeşitli (58 yerdeki) bölgelerini takip ediyorum. Sizler gibi, kahroldum. İnsanımız (Pandemi, ekonomik zorluklar vd etkenler) nedeniyle, yokluk, açlık, sefalet ve hastalıkla boğuşurken, bir de yangın!
– Neden, yokluk çekiyoruz?
– Neden, tarım ve Sanayi yok oldu?
– Neden, (her gün artarak) kepenkler kapanıyor?
– Neden, insanlarımız (malum ihale Birliği, ülkenin özel ve ayrıcalıklı vatandaşları hariç) ekmeğini kaybetti?
– Neden ülkemizde, eğitim; dibin dibine vurdu ve cehalet hortladı?
– Neden eğitimli gençlerimiz, ülkemizde iş bulamıyor da, beyin göçü veriyoruz?
– Neden, ülkemizdeki kendi vatandaşlarımız, perişanken; Suriyeli, Afgan (40 yaş altı, Taliban kılıklı insan kasapları yoz yobazlar) vatandaşlarını besliyoruz?
– AB akıllı. Çünkü; eğitimli ve paralı Suriyelileri aldı, cahilleri, bizim ülkemize layık gördü.
– Adamlar, benim ülkemde; beyaz donla denize giriyorlar, kadınlarımızı ve kızlarımızı taciz ediyorlar. Üstüne üstlük bunlara her türlü kolaylığı sağlıyoruz. O kadar ki; misafir mümkünse, ev sahibini dövüp kovacak.
– Misafirde, bir edep ve adap olur.
– Bizim bir atasözümüz der ki: ” gittiğin yerde herkes körse, sen de kırpıp bakacaksın” Bunlarda, hadsizlik tavan yapmış, utanma yok!
– Afganlar ise 40 yaş ve altı gencecik erkekler. Bunlar neden, ülkelerini terk edip buraya gelirler?
– Amaç, Siyasal İslamı yerleştirmekse; Sayın Cumhurbaşkanım, o gömlek bu millete dar gelir. – Avusturya başbakanı, 13 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz ettikleri tesbit edilen Afganları istemiyorum, ülkemin huzurunu bozamazlar diye sınır dışı ediyor.
– Sornak istiyorum Sn. Cumhurbaşkanım; sizin halkınız, bu kadar değersiz mi?
– Taliban ile dini görüşlerimiz aynı dediniz.
– Soruyorum size: ne zamandan beri hoşgörü dini olan yüce dinimiz, insan kasabı olan Talibanla aynı oldu?
– İslamiyet ve Taliban, bir arada anılmamalıdır bile.
– Biz Taliban ile aynı görüşte olamayız!
– Sn. Cumhurbaşkanım, üç dört gündür yaşadığım bir olayı, izninizle anlatmak istiyorum.
– Apartmanda, evde olmayan daireleri sabaha karşı soymaya gelen hırsızları kovalıyor komşular. Hırsızlar ya Suriyeli, ya Afgan diyorlar. Bunu, kırık Türkçelerinden tesbit etmişler.
– Üç gündür, kapı ve pencerelerimizi kontrol ediyorlar.
– Sanırım, nasıl soyacaklarını planlıyorlar.
– Hepimiz, can ve mal güvenliği istiyoruz.
– Yine dün sabaha karşı, elinde testere ya da, levye gibi bir demirle gelen bir adam görmüşler, seslenip sorgulayınca da, bahçe duvarından atlayıp kaçmış.
– Sn Cumhurbaşkanım: elin, ne idüğü belirsiz insanlarını besleyeceğimize; kendi insanımızın refah düzeyini yükselterek, halkımızın yüzünü güldürelim.
– 7’den 70’e, milletçe çalışalım ve belimizi doğrultalım.
– Tarımda, dünyanın 7 tahıl ambarından biriyiz diye övünürdük.
– Ne oldu da, tarım öldü, hayvancılık öldü, sanayi can çekişiyor vd.
– Onlara destek verelim, ata tohumlarımızla, dünyanın imreneceği bir ülke yaratalım.
– Eskisi gibi, köylü şehirlinin efendisi olsun.
– Olsun ki; bu milletin karnı doysun.
Gelin gençlerimize, iş alanları açarak, ülkesine hizmet etmesini sağlayalım.
– O gençler ; bizim ve ülkemizin geleceği. Onlara çok özenli davranıp, saygı duyalım.
– Bilim, olmazsa olmaz!
– Eğitimin seviyesini yükseltelim.
– İnsanımız tüm renkleriyle güzel.
– Gelin, eskiden olduğu gibi kucaklaşalım. Sen, ben diye ayırmak; ancak düşmanı sevindirir. Gelin kardeş olduğumuzu unutmayalım.
– Siz, birlik ve beraberlik için el uzatırsanız; emin olun, firesiz destek görürsünüz.
– Şu üç günlük dünya da, “ne verirsen elinle, o gider seninle” atasözünü aklımızdan çıkarmayalım.
– Yüzleri güldürüp, gönülleri hoş edelim.
– Umutları yeşerterek, çoğaltalım.
– Benim slogan sözümle bitirmek isterim:
“Dünyayı, iyilik ve güzellik kurtaracak.”
– Lütfen iyilikte kalalım.
– İyilik, ama önce, kendi halkımıza.
– Halkımızın lokmasını bölüp, başkalarını doyurmayalım.
-Halkımızın refah seviyesi yükselirse; emin olun sizin yapmanıza gerek kalmadan, bu millet lokmasını paylaşır. – Kapılarımızı, cahillere kapatalım, ülkemiz dingonun ahırı gibi olmamalı, elini kolunu sallayan girememeli.
-Bizim hem Vatanımız hem de, Yüce Milletimiz çok kıymetlidir.
– Lütfen kıymetsizleştirmeyelim.
– Tekrar ülkemize ve milletimize geçmiş olsun diyor, saygılar sunuyorum.
NOT: Sürç-ü lisan ettimse affola. Niyetim, kimseyi kırıp incitmek değildir. Sadece 85 milyonluk ailemle dertleşmek ve Sn. Cumhurbaşkanımıza, merak ettiklerimi sorarak, durum tesbitimi de, iletmek istedim. Saygılarımla…
—-