Bilinmeyen Yönleriyle Yazarlar 1. | Bekir Yıldız

Uzun bir araştırma sürecinden sonra 30’a yakın yazarın, herkes tarafından bilinmeyen yönlerini derledim. Sırayla paylaşacağım. Bu bilgiler yazarların edebi başarısına gölge düşürmez. Benim elime bile almadığım, asla da okumayacağım Necip Fazıl’ın başarılı şiirler yazmış olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği gibi. Gelelim yazarlarımıza.

WILLIAM SHAKESPEARE

Shakspeare’in oyunlarında gayrimeşru çocuklar çok fazladır. Kendisi de gayrimeşru bir oğul sahibidir. Düğünlerinde eşi 3 aylık hamiledir. Karısını her fırsatta aldatır. Müthiş bir pintidir. Vergi borçlarını ödemediği için hakkında dava açılmıştır. Tefecilik yapar. Çok küçük paralar için bile, borcunu ödemeyen dostlarına dava açmıştır. Yoksullara tek kuruş bağışlamaz. Kıtlık zamanında tahıl ve malt stoklar. Vasiyetnamesinde eşine sadece ‘’evdeki en iyi ikinci yatağı’’ bırakır. Emlak işleriyle uğraşır. Bir damat adayının babası ‘’Shakspeare ile pazarlık yapıyorsan ceplerinin boşalmasına hazırlıklı olacaksın’’ demiştir. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama ismini 2 değişik şekilde kullandım yazı içinde. Yazarın soyadı 83 farklı şekilde telaffuz edildi. Shagspere ( Şagspir), Shaxberd ( Şaksbörd) gibi daha birçok şekilde. Kendisinin bile farklı yazdığı oluyordu. İmzada soyadını 6 farklı şekilde attığı resmi belgelerde görülüyor. Yasalara uymayan, eve gelen vergi memurlarına orta parmağını gösteren yazar 52 yaşında aşırı alkolden öldü.

HONORE DE BALZAC

Balzac aşırı kilolu, kısa boylu, kaba, pis giyimli ve mide bulandırıcı bir sofra adabına sahipti. Yemekleri bıçağın ucundan eliyle alarak yerdi. Paris’teki bir restoranda bir düzine kuzu pirzola, bir şalgamlı ördek, iki keklik ve yüzden fazla istiridye yemiştir. Günde 50 bardağa yakın Türk kahvesi içen, 15 saat masadan kalkmadan yazan yazar toplamda 11.000 sayfa tutan 91 eser bırakır. Balzac için sperm beynin en saf maddesidir. Dolayısıyla beynindeki sanatsal yaratıların cinsel organ ile dışarı atılmaması için, ilişki sırasında boşalmaktan kaçınır. Sevgilisi ile birlikte oldukları bir an kendini tutamayıp boşalan yazar: ‘’Bu sabah bir roman kaybettim’’ der. Avuç avuç kahve çekirdeği yiyip, arada bir afyon içen, pornografik sınırlarda gezinen müstehcen romanlar yazan yazarın mide kramplarına, kalp büyümesi ve tansiyon eşlik eder. 51 yaşında sefalet içinde ölmeden önce, bir binanın çatı katındaki evine hırsız girer. Çekmeceyi karıştıran hırsıza ‘’Sahibinin gündüz gözüyle zırnık bulamayacağı çekmecede gece vakti para bulabilmek için göze aldığın riske bak’’ diyerek güler.

ERNEST HEMİNGWAY

Amerikan edebiyatının önde gelen isimlerindendi. Beş savaş, dört otomobil kazası, iki uçak kazası atlattı. Nevrotik annesi onu bir kız çocuğu gibi yetiştiriyor, dans kurslarına gönderiyor, erkeklikten uzak tutacak kıyafetler giydiriyordu. Fakat ters tepti ve maço tavırlar sergilemeye başladı. 1914 Savaşı’nda ambulans şoförü olarak orduya katıldı. Havan topu isabet eden ambulansından sağ çıktı fakat iki bacağına şarapnel saplanmıştı. Yarasına tütün bastı. Yaralı bir askeri çatışma bölgesinden kurtardı. Madalya kazandı. Bu savaş deneyimleri sayesinde Silahlara Veda’yı yazdı. Ardından diğer eserleri… Artık şöhretti. İspanya’da boğa güreşleri izledi. Afrika’da safarilere katıldı. Küba açıklarında Alman denizaltısı avına çıktı. İktidarsız olduğunu yazan bir gazeteciyi dövdü. Hayatı boyunca peşini bırakmayan depresyondan bir türlü kurtulamadı. Alkol, kadın ve avdan asla vazgeçmedi. Oğlunun da kendisi gibi maço bir erkek olmasını istiyordu, şiddetle büyüttü. Çocuk ameliyatla cinsiyet değiştirdi. Hemingway Alkolizm kaynaklı tansiyon ve karaciğer sorunları yaşamaya başladı. Gördüğü elektro şok terapisinden sonra hafızasını kaybetti. Sürekli intihar eğilimi içinde olduğundan sakinleştirici veriliyordu. Karısı evdeki bütün silahları saklamıştı fakat bodrumda kilitli olan silahları buldu. 2 Temmuz 1961 sabahı şakağına dayadığı çifteliyle hayatına son verdi.

WILLIAM FAULKNER

Fulkner başarısız bir öğrencidir. Sınıf arkadaşlarından biri onun için ‘’hayatımda gördüğüm en tembel çocuk, sanki cansız gibi’’ demiştir. Dil ve gramer derslerinden çok kötü notlar alır. Liseyi bitiremez. 1. Dünya Savaşına katılır, gazi olur. Gazi olmasından dolayı Mississippi Üniversitesi’nde eğitim almasına izin verirler. Bir yandan berbat dersleri ile üniversiteye devam ederken bir yandan çalışmaktadır. Kitapçıda kasa görevliliği, posta ve banka memurluğu yapar. Postane memurluğu sırasında mektupları çöpe atarken yakalanınca işten kovulur. Roman yazmaya başlar. İlk romanları ilgi görmez, aldığı ücretler karnını doyurmaya yetmez. Senaryo yazmaya başlayınca kendini bir anda Hollywood’da bulur. Kazandığı paralar sayesinde ünlüler ile yatıp kalkmaya başlar. İçki ve kumar bağımlısı olur. Güvercin avı meraklısıdır. En başarılı romanlarını da bu yıllarda yazar. 2 Pulitzer ödülü ve edebiyat alanında Nobel ödülünü kazanır. Nobel Ödülü almak Faulkner’ı pek heyecanlandırmamıştır. Ödülü almaya gitmesi için kızı, eşi ve bir gazeteci dostu onu yalanlar söyleyerek ikna etmeye çalışırlar. Gazeteci dostunun, ona bir takım elbise kiralaması karşılığında gitmeyi kabul eder. Nobel konuşmasını sarhoş yapar fakat konuşma övgü doludur. Döndüğünde takım elbiseyi geri vermek istemez. Gazeteci dostuna ‘’ödülünü sana vereyim takım elbise bende kalsın’’ der. Hayatı boyunca pipo temizleyicisi dışında kabul ettiği tek hediye budur. Yüzlerce pipo temizleyicisini hediye olarak kabul etmiştir. 6 Temmuz 1962’de Oxford’daki çiftliğinde attan düşer. Hastane yatağında kalp krizi geçirerek hayata veda eder. Ardında şu sözü bırakır; ‘’Geçmiş asla ölmez, hatta geçmez bile’’’.

(The Independet veThe New York Times gazete arşivleri, Robert Schnakenberg’in Secret Lives of Great Authors isimli eserinden faydalanılmıştır.)

28.01.2019 Bekir Yıldız