Bentderesi | Ümit Bayazoğlu
Şerh Dergisi Ocak 2016 sayısı / ANKARA
Bentderesi denince akla ilk gelen şey 1930’da hem Vali – hem de Belediye Başkanı olan Nevzat Tandoğan zamanında açılan ummumhanelerdir.
Umuhanennin kapatıldığı 2010 yılına kadar (tam sene) Kahkaha Sokağı ve Tabakhane Sokağı’nda bulunan sarı badanalı, dörder katlı 39 evde 400 “vesikalı kadın” sabahtan gece yarısına kadar hiç tanımadığı erkeklerle burada yatıp kalkardı.
O yörede kaldırımlarda don, fanila, gömlek, çorap, kaput (kondom/prezervativ), kol saati, kasket, asker levâzımatı, çakı, çakmak, tarak satılır ve etrafa civârdaki (seyyar gezen) tükürük köftecilerinden iştah kabartan kokular yayılırdı.
Torbacılar, pezevenkler, zavaklar (eşini satanlar), puştlar, dolandırıcılar tarafından tutulmuş olan köşe başlarında zar atılır, “bul karayı, al parayı” oynatılır, tombala çektirilir, esrar satılırdı.
Plak satan dükkânlarda Çorum, Çankırı, Sivas, Tokat, Yozgat, Kırşehir, Nevşehirli yerel müzisyenlerin eserleri ilk defa burada beğeniye sunulurdu.
Ummuhane girişinde polis kontrol merkezi, emanetçi ve Ummuhane tatlıcıları yer alırdı.
Oysa Bentresi, Ummuhanesiyle dile düşmeden önce, 1930’a kadar bir mesire yeri ve ticaret merkeziydi.
Müslümanların azınlıkta olduğu bu civarda Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler oturmaktaydı ve mümtâz bir Ankara kesimiydi…
Ankara’ya has tiftik keçisinin kırpılan tüyleri gürül gürül akan bu Bentderesi’nde yıkanır, çalılarda kurutulur, boyanır hemen oracıktaki atölyelerde işlenirdi.
Derileri işleyen çok sayıda tabakhâne dere boyunca faâliyetteydi. Bunların yanında birçok değirmen, çay bahçesi, kır kahvesi, meyhane ve gazino vardı. (1915 Ermeni Deportasyonu sonrası – kalan Hristiyanları da kaçırmartmak üzere kasıtlı çıkartılmış ılan büyük yangın kasdediliyor!!! HE) 1916 Ankara yangının ardından harâb’olan mahallede ayakta kalabilen evlere 1920’den itibaren şehrin apaşları yerleşmiş, geceleri kırmızı lamba yakıp kadın satmaya başlamışlardı.
Halide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı adlı hatırâtında, ‘Cumhuriyet Sosyetesi’nin içkili davetlerine “biraz fantezi katmak için” kırmızı lambalı bu evlerden kadın kiraladıklarınır ve kendisinin bunlardan birine tanık olduğunda şalvarlı, rastıklı, yapma benli genç kadının “ben kadın karşısında oynamam” diyerek daveti terk ettiğini yazar.
Fotoğrafta köprünün solunda çatısı alaturka kiremit örtülü yapı bir su değirmenidir.
Kaynak: Ümit Bayazoğlu,
“Ankara’nın Aşağı Yüzü Bentderesi”
Şerh Dergisi Ocak 2016 sayısı.