Bedros Dağlıyan Hocam’la Söyleşimiz | Yelda Karataş
3. BÖLÜMÜ HÜZÜN ÜZERİNE
Sizce Hüzün bunların hepsi midir?
Hüzün en namuslu duygularımızdan biri. Bir gün insan hayatından çekilmesini umut ettiğim. Hüzün hissedebildiğim kadarıyla mutsuzluk kadar mutluluğu da kucaklıyor. Bütün karşıt duyguları potasında eriten bir duyarlılık. Bir fark ediş. Belki bu nedenle hiç eksilmeyecek insan hayatından. Pek çok duyguya katalizör olan bir garip duygu, mor rengi yüksek.
Sizce nedir hüzün? Bir de neden hüzün…
Yukarıda da açıkladım. Ama biraz daha açayım. Hüzün gülün kokusudur bana kalırsa. Rengini cismini hissettiğimiz bir gerçeğin varlığını kanıtlayan en güçlü ipuçlarından. Bir farkındalık durumudur hüzün. En uzun süren duygu ve duyarlılık durumu olduğunu düşünüyorum. Alanı geniş, derinliği büyük. Yakıcı ve ansızın vuran ve etkisi giderek azalan duygularımız var. Hüzün ise zamanla birlikte giderek tortulaşan bir duygu. İçinde onlarca duygumuzu barındıran… Eski fotoğraflara baktığımızda her ayrıntıda bizi kucaklayan geçmişin kalbimize akıttığı o yüce duygu.
Saf bir duygu yok biliyorsunuz. En güçlü hissedişlerimiz bile birçok duygumuzun bileşkesidir diye düşünmekteyim… Bir eylem kendini öfke duygusu ile açığa vurabilir. Ama o öfkenin asıl sahibi bir başka duygudur, örneğin aşktır ya da kırgınlıktır. Ya da ikisi birden. Hüznün bize en çok yakıştığını söyleyen Sevgili Hilmi Yavuz da bunu hissettirmeye çalışıyordu sanırım. Bir şairin, onca duygu arasından hüznün bize en çok yakıştığını söylemesi öncelikle çağının insanını işaret etmesidir. O duygunun değeri üzerine yürek yormasının ifadesidir ayrıca. Bir de bu söylemin kendisinde bile bir hüzün taşıdığını fark etmesidir. Hüzün, hayatı boyunca insanın peşini bırakmıyor diye düşünüyorum.
Zamanın kısa tarihi Bing bang ve kara delikle başlıyorsa, Hüznün Kısa Tarihi bu coğrafyada hangi olayla ne zaman başlamıştır?
İşte tam o zaman başlamış o hüzün de. Büyük patlamanın sesi bile hüzünlü. Hüzün insanın en eski duygularından biri. Kanıtı da mağara duvarına çizili. Hüznü olmayan bir canlı sanat yapamaz.
Hüzün en çok kadınları mı, erkekleri mi vurur, ya da kime yaraşır sizce?
Ben hiçbir duygunun bir cinsin tasarrufunda olduğunu düşünmüyorum. Ötekiler daha hüzünlü yaşıyorlar dünyada. İnsani değerler konusunda bilinçli olan herkes hüzünlüdür bana kalırsa. Hüzün sizi gevşetmez, aksine diri tutar hayata karşı. Sebep ve çözüm arama itinizi güçlendirir. Hüzün romantik bir duygu değildir. Soğuk su ile duş almak gibidir hüzün hissiniz. Uyandırır. Ayağa kalkar bilinciniz. İnsanı asıl uyuşturan öfkedir, kindir. Kendine yabancılaştırır, kibri körükler ve uyuşturur diğer duyarlılıklarını. Hatta üstünü örter. Hüzün öyle değil. Bütün duygularınıza kılavuzluk eder. Sizi koluna takar öyle yürür. İnsana yaraşmayan pek çok duygu var. Ama hüzün öyle değil. Üstelik cinsiyetsizdir aslında bütün duygularımız gibi.
****
Hüznün Kısa Tarihi
Kalbim Ege’de Kaldı, Dert
Faslı, Hoş Geldin Hüzün, Rakkas, Davet, Son Sardunyalar, Yarası Saklım, Aşkları
da Vururlar, Avare…
Sezen Aksu’yla birlikte imza attığı şarkı sözleriyle hafızamızda ve kalbimizde
derin bir izi var Yelda Karataş’ın.
“Yelda Karataş, yıllardır ince bir sızının şiirini yazıyor. Keder, isyan,
kırgınlık, öfke… Bu şiir hayattan kopamamanın şiiri. Tüm ölümlere rağmen.
Duygularıyla yaşayanlar bu sözleri mutlaka bilmeli. Ağır bedeller ödemeden
sahici bir edebiyat yapılmaz ki zaten.” -Mario
Levi
Yayın Tarihi | 2019-07-01 |
ISBN | 6057865212 |
Baskı Sayısı | 1. Baskı |
Dil | TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı | 634 |
Cilt Tipi | Karton Kapak |
Kağıt Cinsi | Kitap Kağıdı |
Boyut | 13.5 x 21 cm |