B İ L İ R K İ Ș İ | Ömür Balcı
1
Neden,öldüğünü bildiklerimiz ,bu kadar gerçek yașıyor da diri sandıklarımız buz tutmuș vîrâneliklerde ölü. Dünyanın dıșında
duruyorum da, niye yüreğimin ortasında acının bin türlü hâli! Durmaksızın tamirdeyken hayatı, pusulası șașmıș ömrüm, ne zamandır göçüğünün altındayım. Kimse yok mu diye haykırmak, en sessiz iç çekișim. Enkazdan, ne kadar bütün çıkılır. Bunca kimliksiz yangınlarda, zavallı ben kimim!
Meczup bir ozanın utancında, biriktirdiği çığlıklarda ahhh’ ım. Kendi küllerimde krater ağzıyım. Niye bilirkiși seçer beni derman
olamadıklarım!
2
Gökkușağı fısıldadı, “güneșle yağmurun sevdasından doğmayım. Mutluluğum, ayın yılın bașı. Masuramda renk bitti,kırgınım bulutlara. Bir dahaki bahara, kim õle, kim kala.”
Haykırdı kaplumbağa “yorgun adımlarım,
çok yașamam coșkumdan değil. kırarsanız
bağamı, biter beni ben yapan özgür soluklarım”
Yavru örűmcek , gözlerini kocaman açtı
birden. Çaldığı ipek iple, gizlice ağ örerken “kendimi avcıya yem sunmak da varmıș kaderde” diye inledi.
Bir minik kedi, bildiği dilden canhıraș vâveylada. Yastığı kaldırım tașı, çapaklı gözlerinde hüzün, annesinin hayaline yaslı
bașı.
Șimșekler çaktı, yıldırımlar gümbürtüyle açtı göklerin kapısını. Gecenin kara gözleri uykuluyken, pırlanta âsâ dokundu feryatlara.
Gökkușağı boyadı tualini, kaplumbağa bilgece esnedi” evi mâbedidir her canın” diye zamana not düștü.
Örümcek, yüzyıllardır atalarının ördüğü ağa hayranlıkla baktı ve en iyi bildiği iși yaptı.
Kedicik, mutlu göz süzüșlerle, sıcak minderinde mırıltıyla uykuya daldı.
3
Kolonisinde, bir peygamber devesince tutsak alınmıș ergin karınca, içine akıtırken elemini, toparlayıp nefesini bir bozlak yankısıyla seslenip yüreğime, dedi” bırakma elimi! “
Yusuf ‘un ordusundan mıydı, bilmiyor muydu karınca duâsını, Hüdüd, hiç kanat çırpmamıș mıydı yanı bașında….Sabırla, ince ince gönlünü ç õ z d ü m.
Tül kanatlı, iyilik perisi, șefkatle dokundu, karıncanın mâhir ellerine. Kıvrık kirpiklerini sımsıcak bir sevdayla öptü, gördüm. Ötelenmișliklerin yol ayrımında,
alaca șafakta emekçi karınca ve peri kızı, katmer kızıl gül gibi açtılar. En yalın, en sahici bayramlık sevdalar kușandılar… Nar șarabının kekremsi bordosuyla, sonsuzluğa yemin gibi düș penceresinden göğe ağdılar.
4
Adımı șahit diye yazmayın ne olur. Henüz bilmiyorum, kalp kırıkları nasıl kaynașır.
Bir mûcizenin cümle kapısında yer sarsılır,
aklım karıșır. Adı belirsiz gel gitler ruhumda.
Gönlüme âșina bir gölge karanlıkta ve ellerinde çift kișilik sevda yontusu. Islığında Rodrigo’nun gitar konçertosu. Mesafeler flû.
çeșmelerde akacakmıș gibi tiz bir ses,
akamayan damlayamayan su. Kulağım, așk terennümlü bir “M E R H A B A” da. Gözümü kamaștıran bir yıldız, gönül sokaklarımı
aydınlatan lamba.
Yașadıklarım bir rüya olmalı, kanter içinde rem uykularda.. Derinlerimdeki gül dalı dikenlerine takılmıș sözcükler
k(y) anıyor…Bütün doğa haykırıyor. Insan ırkı, kör_ sağır… Hayatın gönlündeki ihtilâl
tüm vehametiyle sarsılıyor içimde. Bendlerim yıkılıyor, t u s u n a m i d e
Gözlerimde can kayıplı seller, ellerim duâda.
5
Eyyy, evrenin sevgi dolu kalbi, iyilikleri_ merhameti kayır. Ízin verme lütfen, bu yürek kıyımına.Umutlara cemre dűșür. Yeryüzü
sofraları kur çocuklara. Sevdalara geçit ver.
Tanrı’m, hayat çok ağır!
Ömür Balcı
Kasım 2020