Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

Aydın Aydemir’in şimdi çiçeklerle karıncaları da yanında olmalı | Aziz Kemal Hızıroğlu

23.09.2021
560
A+
A-
Aydın Aydemir’in şimdi çiçeklerle karıncaları da yanında  olmalı | Aziz Kemal Hızıroğlu

SESSİZ SEDASIZ GİDEN DEVRİMCİ USTA:

(20 Mart 1932 – 23 Mayıs 2008)

Elektronik postayla gelen bir mesajla şaşırmış, susmuş, çok üzülmüş ve içimdeki onur kalelerinden birini daha düşürmüştüm. Mesajın ekinde gönderilen habere göre, toplumcu ve toplumsalcı tavrını ömrü boyunca ödünsüz sürdüren araştırmacı yazar ve aydınlık öğretmen Aydın Aydemir 23 Mayıs 2008 günü intihar ederek insan ve doğasever yaşamına son vermişti. Mesajın ekinde gönderilen ‘25 Mayıs 2008, 00.20, Pazar’ tarih ve ‘cnnturk’ çıkışlı bu haber özetle şöyleydi:

“ Yazar Aydın Aydemir’in, Aydın’ın Didim İlçesi’ndeki evinde başına dayadığı av tüfeğini ateşleyerek canına kıydığı iddia edildi. Olay, Didim Mavişehir Tepeönü Sitesi’nde dün saat 16.00 sıralarında meydana geldi. Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın kurucularından yazar Aydın Aydemir, eşi Neriman ve kızı Sezin Aydemir’le birlikte televizyon seyrederken, çalışma odasına gideceğini söyleyerek yanlarından ayrıldı. Bir süre sonra çalışma odasından bir el silah sesi geldi. Bu ses üzerine çalışma odasına giden Neriman ve Sezin Aydemir, Aydın Aydemir’i kanlar içinde yerde yatarken buldu. Aydemir’in cenazesi, polisin olay yerinde yaptığı incelemenin ardından Didim Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Neriman Aydemir, eşinin intihar etmesini gerektirecek, bilinen hiçbir sorunu olmadığını ve neden böyle bir şey yaptığına anlam veremediklerini söyledi.”

Ünlü ve popüler bir yazar olma kaygısını yaşamının hiçbir döneminde taşımamış olan Aydın Aydemir’in gazete, dergi, antoloji ve ansiklopedi türünden kaynaklarda aranması sırasında, fazla bir bilgiyle karşılaşılmayacağını önceden biliyordum. İnsancıl Dergisi’nin Ekim 1995 sayısında Yılmaz Elmas’ın kendisiyle yaptığı bir söyleşi, Cumhuriyet Kitap Eki’nde (27.01.2000) Türay Köse’nin “Nazım’ın Çevresinden Dost Manzaraları” adlı yazısı, TBE Ansiklopedisi (c.1, 2001), İhsan Işık’ın hazırladığı Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (c.2, 2006), Güngör Gençay’ın 29.05.2008 tarihli Evrensel Gazetesi’nde görünen “Yolunu Doğaya Yönelten Dost: Aydın Aydemir) adlı yazısı, H.Hüseyin Yalvaç’ın 29.05.2008’de kaleme aldığı ve Berfin Bahar’ın Haziran 2008 sayısında yayımlanan “Aydın Aydemir’in Aydınlığı” adlı yazı ve ölümü üzerine yazılmış üç beş gazete haberi… İşte hepsi bu kadardı. Nicelik yerine nitelik arayan insanlar için ‘azlık’ elbette sorun değil, ama kâh yaşarken kâh ölümünden sonra Aydemir’e ve yapıtlarına bu denli ilgisiz kalabilmek özel bir beceri gerektiriyormuş gibi geliyor insana!…

Araştırmacı yazar Aydın Aydemir; 20 Mart 1932, Ankara / Beypazarı’na bağlı Uruş bucağı doğumlu. İlkokul öğrenimini Uruş’ta, ortaöğrenimini Ankara Hasanoğlan Atatürk Öğretmen Okulu’nda tamamladı. İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü (1958) mezunu. Türkçe ve edebiyat öğretmeni olarak çeşitli il ve ilçelerdeki ilk ve orta dereceli okullar ile eğitim enstitülerinde görev yaptı. Öğretmenliği döneminde Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) (kurucu ve bir dönem genel sekreter), Tüm Öğretmenler Yardımlaşma Kooperatifi’nin (TÖY-KOOP) (kurucu), Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği’nin de (TÖB-DER) (kurucu) üyeleri arasında yer aldı.

Aydın Aydemir’e 1971’de iki kez bakanlık emriyle işten el çektirildi. Danıştay’ca aklandı. 12 Mart darbesinde, ‘Kalaba Örgütü Lideri’ suçlamasıyla içeri alındı. Adresi belirsiz ve yeraltında konuşlandırılmış bir işkence evinde sorgulandı. Kalaba Örgütü’ne mensup olduğu varsayılan diğer 21 kişiyle birlikte, mahkeme kararıyla aklandı. 1980’in 12 Eylül’ünde iki kızı ile birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlüğünün hücrelerinde tutuldu. Kızlarına yapılan işkence esnasında, çocuklarının çığlıkları kendisine dinlettirilen, ancak faşizme bile onurlu bir direnme dersi veren bu devrimci insan 1982 yılına dek öğretmen kalmayı sürdürdü ve o yıl emekliye ayrıldı. Kısa bir süre sonra da Didim’e yerleşti Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği, Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM), Birleşik Sosyalist Partisi (BSP), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve (başkanlığını da yaptığı) Didim Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi de olan Aydın Aydemir’in yayımlanmış beş yapıtı vardır. Yazı ve şiirleri İmece, Birlik, Yön, Varlık, Kıyı, İnsancıl vb. dergiler ile Öğretmen, Cumhuriyet ve Yeni Didim gibi gazetelerde yayımlandı. “Yeni Didim” arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı ve beş yıl boyunca aksatmadan yayımladığı bir gazetedir. Ayrıca Mavi Didim adlı gazetede de ölünceye kadar düzenli olarak yazılar yazmıştır.

1968 yılında Nâzım Hikmet’in kız kardeşi Samiye Yaltırım ve ailesinin belgelerinden ve anılarından yararlanarak Nâzım’ın çocukluk, gençlik, hapishane yaşamı ve yapıtlarını da özetlemiş ve 1970’de “Nâzım” adlı ilk inceleme kitabını yayımlamıştı. Kitabın sunu kısmında özetle şunları yazmış Aydın Aydemir: “Yeryüzündeki ülkelerin hemen hemen bütün dillerinde yayımlanan büyük şairimiz Nâzım Hikmet’in en az bilinen yönü çocukluğudur. Peki, bu büyük insanın çocukluğu niceydi? Bu sorunun yanıtını Nâzım da vermemiştir. Aslında kendisinden söz etmekten hiç hoşlanmazmış… Hatta eserlerine önsöz yazmaktan bile. Olaylarla dolu 61 yıllık ömrünü, bir sayfalık ‘otobiyografi’ adlı şiirine sığdırıvermesi de bundan olsa gerek. O halde kimden öğrenilecekti bu büyük ustanın çocukluğu? Öz kardeşi Samiye Yaltırım’ın hayatta olmasının hepimiz için bir şans olduğunu düşünüyorum. Hem elinde belge şeklindeki ve hem de sahip olduğu geniş ailenin yaşlılarından dinlediği Nâzım’a ait ne varsa, tümünü ömrü boyunca saklamış Samiye hanım. Ortak dostlarımızın önerilerine uyarak, bu belge ve bilgileri bana verirken çok mutluydu.”

1978’de ‘Nâzım Hikmet’in yakınları ve dostlarının ağzından’ ikinci Nâzım kitabı olarak kaleme aldığı ve “Nâzım Nâzım” adını verdiği derleme-inceleme kitabı yayımlandı. Yıllar süren bir çalışma sonunda tanıkların kendi sesinden banda aldığı anıları aynen yazıya döktü. Bu yapıt, Nâzım’ın Sare Teyze’si ile okul arkadaşı emekli amiral Seyfi Kipmen’in yanı sıra, cezaevi arkadaşlarının anılarını ve Nâzım’ın yaşamına ilişkin belgesel verileri de içeriyor. Nâzım’ın cezaevi yaşamını paylaştığı insanların yalın ve sıcak anlatımlarıyla aktarılan bu anılar roman tadında okunuyor. ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’nda değişik isimlerle tanıdığımız bazı gerçek kişileri de, bu kez kendi anlatımlarıyla tanıyoruz. Bunlardan Balcı Nuri (Memleketimden İnsan Manzaraları’nda Remzi Balcı) şöyle anlatıyor Nâzım’ı: “Odası kitaplarla doluydu. Duvarda bir harita vardı. Bu harita üzerinde İkinci Dünya Savaşı’nı günü gününe izliyordu üstat. Haritada kalemlerle, renkli kalemlerle çizilmiş yollar vardı. Kendisiyle birlikte diğer arkadaşlar da yarı bozuk bir radyoda savaşın seyrini dinliyorlardı. Ben hapishaneye her gelişimde, dış yayınlardan öğrendiklerimi aktarıyordum ona. Aşağı yukarı Fransızca yayın yapan bütün ajansları dinliyordum. Anlattığımda Nâzım bunları yorumluyordu. Almanların savaşı kesinlikle kaybedeceğini söylüyordu.”

Aydın Aydemir’in “Herşeye Rağmen” (Bir Devrimcinin Anıları) adlı anı-romanı 2000’de yayımlandı. Bu yapıt sıradan, sade bir ailenin ve yakınlarının akıl almaz serüvenlerini içeren trajik bir öyküdür. Olay Drama’da başlar, Anadolu’da sürer… İzmir ve Bursa ovalarında

ırgatların, İstanbul tütün üretim mağazalarında (işyerlerinde) emekçilerin hak arama savaşımıyla, sosyalist mücadeleye dönüşür. Bu mücadelenin her aşamasında emek sömürüsüne, acılara, açlıklara, dayatmalara, işkence ve ölümlere dirençle karşı koyan yiğit insanlar vardır. Proleter devrimcilerin simgeleşmiş isimlerinden şoför İdris Erdinç bunlardan biridir. Bu kavganın sıra neferidir. Aydın Aydemir hoca da bu kitabıyla; tüm olumsuzluklara ve ‘herşeye rağmen’ yaşamını sosyalist mücadeleye adayan bu yürekli insanın kişiliğinde çilekeş, yurtsever düşün ve kol emekçilerimizi minnet ve gönül borcuyla selamlamış oluyor.

“Nasıl Unutulur?” adlı otobiyografik anı-romanı 2004’te yayımlanır. Bu kitapta 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’deki darbelerde kendisine ve çevresindekilere yapılan baskı ve işkenceler anlatılmaktadır. Ankara Kalaba Ortaokulu’nda öğretmenken, mahalle muhtarı dahil onu tanıyan 21 kişinin ‘Kalaba Örgütü’ adlı bir organizasyonu oluşturmakla suçlanması, kendisinin gözleri bağlıyken iki kızına işkence yapılarak kızlarının çığlıklarının dinlettirilmesi, damadının işkencede ölmek üzereyken son anda mahkûm bir Ermeni doktorun uyarısıyla kurtulması; evinin, kitaplarının ve yaşamının sık sık altüst edilmesi, vb. unutulmayacak izlekleri ve anıları bu kitapta bulmak mümkün…

Puşkin’in “Çingeneler” adlı romanını Türkçeye uyarlayan Aydın Aydemir; öğrencileri, arkadaşları, dostları ve kendisini tanıyan herkes tarafından çok sevilen bir insandı. Yılmaz Elmas’la yaptığı söyleşide, öğretmenliği döneminde devlet tarafından (defalarca cezalandırılmasına rağmen) hiç ödüllendirilmediğini söylüyor. Tek ödülünün etrafındakiler tarafından sevilmek ve inanılmak olduğunu belirtirken ise, ‘gerçek varsıllığın ne olduğunu öğrenmiştim ve hep varsıl kaldım’ diyor.

‘Nasıl Unutulur’ adlı kitabından sonra kaleme aldığı yazıların bir gün kitaplaşacağına inanmak istiyorum. Adı anıldıkça önünde saygıyla eğilmemiz gereken bu aydınlık insana, bu düşün ve emek sevdalısı hocamıza güle güle derken, onunla aynı saflarda yer almaktan onur duyuyorum.

Toprağı bol olsun. Çiçekleri ve karıncaları da yanında…

(25 Temmuz 2008 / Kartal-İstanbul)

//::www.nicinbiz.com

ETİKETLER:
Aziz Kemal Hızıroğlu
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.