ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Atatürk Kurtuluş Savaşında | Cahit Külebi

29.10.2019
1.585
A+
A-
Atatürk Kurtuluş Savaşında | Cahit Külebi

I

Edirne’den Ardahan’a kadar

Bir toprak uzanır,

Boz kanatlı üveyikler üstünden uçar

Ardahan’dan Edirne’ye

Edirne’den Ardahan’a kadar.

Kop dağı’nda akar bir çeşme var

Serçe parmak kalınlığında suyu

Haram etmiş gece gündüz uykuyu

Akar da akar.

Samsun’un evleri denize bakar

Sokakları yosun içinde.

Çaparlar, takalar, mavnalar

Bilyalar gibi suyun yüzünde

Bir iner bir kalkar.

İstanbul’dan bir yar sevdim

Adamı günaha sokar.

Savaştepe köprüsünden geçen trenler

Sel olur İzmir’e akar,

İzmir’in denizi kız, kızı deniz

Sokakları hem kız, hem deniz kokar.

Güneyde mis kokulu bir ağaç

Yuvarlak yaprakları ince,

Yaz gelip de güneş vurunca

Dallarından bal akar.

Bu toprak bizim yurdumuzdur;

Deli gönül yücesine çıkar.

Bir üveyik olur ,uçar gider

Ardahan’dan Edirne’ye

Edirne’den Ardahan’a kadar.

Bir gün kara bulutlar göklerimizde konaklamıştı

II

Yaylılar gelip geçiyordu güneyden,

Örtük kara perdeler sallanıyordu,

Utanıyordu Anadolu’dan gelip geçen,

Milletin yüreği kan ağlıyordu.

Askerler gelip geçiyordu güneyden,

Yaralı, hasta, yorgun askerler.

Akşam olmuştu, yurda toplanıyordu

Sağ kalan yiğitler birer birer.

Analar haber soruyordu güneyden

Tarlalar kadar, ırmaklar kadar durgun analar,

Örtük kara perdeler sallanıyordu

Utanıyordu Anadolu’dan gelip geçen

Ama kalanlar anayurtta toplanıyordu.

III

Gökyüzünde kara kara bulutlar

Başımıza nerden geldiniz!

Bizler konukseveriz ama

Düşmanları sevmeyiz.

Gökyüzünde kara kara bulutlar!

Harmanlar çürüdü yüzünden!

Sizinle görecek işimiz yok

Gidin üstümüzden!

Mavi değil artık denizlerimiz!

Tarlalar sürülmez oldu!

Sütü kesildi davarların!

Öksüz kaldı bebelerimiz!

Gökyüzünde kara kara bulutlar

Hayın mı hayın!

Bir gün gelir hesabını sorarız

Buralarda durmayın.

Ne bulutlar gitti, ne göklerden bir haber geldi.

Bu seferde padişahlara seslendi.

IV

Biz yoksul bir milletiz

Gözlerimizde solgun ışıklar yanar.

Nasılsa yenilmişiz bir kere

Ama uzun sürmez o kadar!

Bir yüce umutları umut etmişiz kendimize

Gerdeğe girmedik kızlar, tüy gibi çocuklar,

Yiğitler, ihtiyarlar,

Bu toprak için yaşıyoruz!

Yol verin bize!

Bu toprak bizim yurdumuzdur!

Deli gönül yücesine çıkar!

Bir üveyik olur uçar gider.

Ardahan’dan Edirne’ye

Edirne’den Ardahan’a kadar.

Ne bulutlar gitti, ne padişahlardan bir haber geldi.

Kemal Paşa derler bir yiğit vardı.

Bu sefer de millet türkülerle Kemal Paşaya haber saldı.

V

Kemal Paşa, yenilmez yiğit, şanlı komutan!

Savaş girer gibi yetiş bize!

Yetiş bize, çöllerde bile olsan!

İnanç doldur, güç doldur içimize!

Bin kere yurdumuzu kurtaran!

Bir görseydin ağlardın hâlimize!

Kuşun kanadında türküler

Kemal Paşanın gönlüne vardı,

Cevabından önce kendi geldi.

VI

Bir gemi yanaştı Samsuna sabaha karşı

Selâm durdu kayığı, çaparı, takası,

Selâm durdu tayfası

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman

Duman değildi bu!

Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan

Demir değil!

Sarılan anayurda

Kemal Paşanın kollarıydı.

Selâm vererek Anadolu çocuklarına

Çıkarken yüce komutan

Karadeniz’in hâlini görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar

Kalktı takalar,

İzin verseydi Kemal Paşa

Ardından gürleyip giderlerdi.

Erzurum’a kadar.

Bu ne inançtı ki, Kemal Paşa

Atının teri kurumadan

Sürüp geldin yeni yeni savaşların peşinde

VII

Bir selâm gibi gitti Erzurum’a,

Bin selâm gibi geldi Sivas’a Erzurum’dan.

Dağlar alçaldı yol vermeğe,

Temizlendi ılkımından karından.

Analar bacılar yola döküldü,

Cephane taşıdı arkasından.

Irmaklar suyundan faydalattı,

Ağaçlar daldasından.

Yer gök inledi bir yol daha

Kurtuluş savaşından.

VIII

Biz biliriz bizim işlerimizi

İşimiz kimseden sorulmamıştır.

Kılıçla, mızrakla, topla, tüfekle

Başımız bir kere eğilmemiştir.

Kuzumuz var, yaylalarda meleşir,

Çeşmemiz var, gece gündüz söyleşir.

Yazımız var, pehlivanlar güreşir,

Bu toprağa kimse girememiştir.

Davranı da deli gönül davranı!

Kemal Paşa dinlemiyor fermanı!

Anası, bacası, kızı kızanı

Bizim gibi millet görülmemiştir.

İnönü’de iki kılıç gibiydik düşmanla biz.

IX

İnönü’de iki kılıç karşı karşıya

Aşk olsun birinciye su veren kılıççıya!

İnönü’de iki kılıç karşı karşıya

Aşk olsun birincinin yapıldığı çarşıya!

Birinci kılıca su veren usta

Hakkı, yiğitliği, sevgiyi

Bu kılıcın kabzasına işlemiş tek nakışta.

Birinci kılıçla dövüşen yiğit vur ki!

Anandan emdiğin süt helal ola!

Birinci kılıçla dövüşen yiğit vur ki!

Gelinler, çocuklar ağlamaya!

Birinci kılıçla dövüşen yiğit vur ki!

Önü al önlüklü yüzü peçeli

Hanım kızlar nişansız kalmaya!

Vur ki anam babam, vur ki kardaşım!

Hayın düşman yurdumuza almaya!

X

Bizim süvarimiz amma da ata biner!

Ayağı yere değer, başı göğe değer.

Bizim piyademiz yola yeğin gider

Bastığında toprağı ezer!

Bizim topçumuz narası hay babam hay!

Gülleden beter.

Sağdıçlarım! Sizin gibi yiğitleri oldukça

Bu millet yaşar.

Düşman koymuş meydanları kaçıyordu.

XI

Kattı Kemal Paşanın ordusu düşmanı uğruna

Pişman eti anasından doğduğuna.

Çevirdi Sakarya, çevirdi süvariler,

Veryansın etti topçu,

Veryansın etti piyadeler.

Kattı Kemal Paşanın ordusu sürdü gitti,

Yetiştikçe vurdu düşmana.

Hayın düşman sarhoş gibi sallana sallana

On beş günde İzmiri dar buldu,

Ölen kurtuldu, sağ kalan teslim oldu.

Kaçtı gemiler.

Alnı sargılı, kolu sargılı, boynu sargılı,

Ahmetler, Bekirler, Aliler,

Mahmutlar, Kâzımlar, İsmailler

Peşlerinden yettiler,

Diz çöküp Kordon boyuna

Ta yürekten çekip tetiği

Gemilere yaylım ateş ettiler.

Bu ne inançtı ki, Gazi Paşa!

Atının teri kurumadan

Sürüp gittin yeni yeni savaşların peşinde.

XII

Sana borçluyuz ta derinden!

Çünkü yurdumuzu sen kurtardın,

Hasta, yorgun düşmüştük,

Yaralarımızı iyice sardın.

Yiğittin, inanç doluydun yapıcıydın,

Sanatkârdın, denizler kadar engin;

Kimsenin görmediğini görürdü

Sevgiyle bakan gözlerin.

Dedin ki: Bu millet, bu büyük millet

Yüzyıllar boyunca geri kalmış;

Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz

Her yanından yaralar almış.

Dedin ki: Bir güzel savaşmalı

Kurmak için yeniden;

Bilgiyle, inançla, coşkunlukla

“Öğün, çalış, güven!”

Sana borçluyuz ta derinden!

Işığısın bu yurdun.

Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize,

Çünkü cumhuriyetimizi sen kurdun.

Hürriyeti sen yaydın içimize,

Halkçıyız dedin halk içinden,

İnançta hür yetiştirdin bizi,

Borçluyuz sana ta derinden!

Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti,

Bu milleti temiz ellerin.

Sana borçluyuz ta derinden

En büyüğü Mustafa Kemallerin!

XIII

Davullar zurnalar dövende

Biz seni hatırlarız.

Binip trene gezende

Biz seni hatırlarız.

Önce adını öğrenir çocuklarımız

Eli kalem tutup yazanda.

Binler yaşa, yurdumuza hizmeti büyük!

Kemal Paşa! Ölümsüz insan! Şanlı Atatürk!

Cahit KÜLEBİ

(Bütün Şiirleri, Bilgi Yayınevi, Altıncı Basım, Ekim 2015, sayfa 211-228)

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.