ARA GÜLER’İN KADRAJI VE DÜNYACA ÜNLÜ İSİMLER
Ara Güler, uğruna bir ömür adadığı fotoğrafların anlamları hakkında kendi ağzından bu cümleleri kurmuş. Sadece tek bir an bile olsa o anı bütün doğallığıyla sonsuza kadar durdurabilmek, aslında onun değindiği üzere gerçekten de bir tarih olayı. Güler ise 2018 Ekim’inde aramızdan ayrılmasına rağmen, arkasında geçmişten günümüze çekmiş olduğu birbirinden muazzam fotoğraflar bıraktı. Tarihi resmen durduran bu eserler ile birlikte, tek kelimeyle de ölümsüzleşti.“Sanat olmasına gerek yoktur fotoğrafın. Fotoğraf, tarih olayıdır. Tarihi zapt ediyorsun. Bir makine ile tarihi durduruyorsun.”
Ülkemizin gazetecilik tarihinin gördüğü en büyük foto muhabirlerinden olan Güler, belki de hakkındaki bu “muhabirlerinden” ibaresi yerine sadece “muhabiri” de diyebileceğimiz ölçüde üst düzey bir kariyere sahip oldu: Adını hem yurtiçinde hem de yurtdışında devasa kitlelere duyurmayı başardı. Ülkemiz sınırları içinde, özellikle İstanbul’u renkli ve renksiz şekillerde fotoğraflayarak inanılmaz estetik eserler üretti.
Almanya’nın çok az fotoğrafçıya verdiği Master of Leica ünvanının kendisine vermesi, İngiltere’de yayımlanmış Photography Annual Anthology‘de dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısı arasında gösterilmesi ve hatta 2000 yılında da Fransa’nın en yüksek dereceli sivil nişanı olan Légion d’honneur’e layık görülmesi gibi dünya çapında da birçok defa onurlandırıldı. Peki, onu bu seviyelere çıkartan makinesinin kadrajına dünyaca ünlü hangi isimler girmiştir?
Güler’in ikonik oyuncu Sophia Loren’i fotoğraflaması, o dönem için gerçekten çok büyük bir haberdi. Bu hikayeyi anlatırken değindiği üzere “Muhabirimiz Ara Güler Sophia Loren’in yatak odasında!” diye ülkemizde afiş bile olmuş. Aslında olayın özü ise şöyle: Cannes Festivali sırasında otelde asansöre beraber binmeleri sonrasında kendisini onun odasında bulmuş. Loren de yorgunmuş ve ayakkabılarını çıkarıp yatağın üstüne oturmuş. Güler de onun bu doğal halini çok beğenip fotoğrafını çekmiş.
Efsane yönetmen Alfred Hitchcock’u ayaklarını ön plana alarak fotoğraflamak isteyen Güler’in anlattığı üzere, Hitchcock da rejisör olduğu için fotoğraf işinden -haliyle- oldukça iyi anlıyormuş ve bu yüzden de sabah 11’de başladıkları çekim anca akşam 5’te bitmiş. İlk başta birbirlerine kızsalar da çekim ilerledikçe birbirlerine alışıp şakalaşmışlar.
Resmin sürrealist dahisi Salvador Dali de Ara Güler’in sihirli ellerinin dokunduğu ünlü isimlerden biri: Güler’in kendi ağzından ifade ettiği üzere, ilk defa fotoğrafını çekmek için oteline gittiğinde ressam “Benim 1 dakikam 25 bin dolardır.” diyerek kendisini kovmuş. Daha sonra ise Dali’nin aslında bir kız arkadaşının vaftiz babası olduğunu öğrenmiş ve kadına “Ama sen Yahudi’sin o bir Hristiyan, senin nasıl vaftiz baban olur?” demiş o da cevap olarak kısaca “Sen karışma.” diyip ressamla konuşmuş ve randevu almış.
Güler’in deyimiyle Dali, fotoğraflarda da göründüğü üzere her anlamda “matrak” bir sanatçıymış: Güler’e otel odasında bir kılıçla bile poz vermiş. Odasından kovmak istediği gazetecilere ise “Ben bastonumu alıp ziftin içine batırırım, dışarı çıkarttığım an da 250 bin dolar eder; ama bunu siz yaparsanız size deli derler. Şimdi de gidin ne anladıysanız onu yazın” demiş.
Bir başka efsane yönetmen Federico Fellini’yi fotoğraflaması hakkında Güler, yönetmeni kadrajına aldığında onun o kadar ünlü olmadığını onu “Fellini yapan” filmleri çekmeden önce bu şansa eriştiğini dile getirmiş.
Dönemin Hindistan’ının ünlü siyasetçilerinden Indira Gandhi ile röportaj yapıp onun fotoğrafını çektikten sonra ertesi gün gazetelerde Gandhi’nin tutuklandığını görmüş.
Usta oyuncu Dustin Hoffman’ı ise çekmek için ise New York’taki ofisine giden Güler, onu gazete kağıdı serdiği masasında üzerinde peynir-ekmek yerken bulmuş! Ayrıca o röportajdan 2 yıl sonra ise gazeteci Leyla Umar ile karşılaşan Hoffman, Güler ile malum bir “burun” muhabbetine girdiklerini hatırlatıp ona selam söylemiş.
Ara Güler’in belki de en ünlü eserlerinden olan efsane ressam Pablo Picasso fotoğrafı ise gerçekten oldukça özel bir çalışma: Güler, anlattığı üzere ressamın 90. yaş günü için yayımlanan Picasso Metamorphose et unite adlı kitap için onunla röportaj yapmış. Aynı zamanda Güler’e ona özel şöyle ufak bir kara kalem portresi de çizip hediye etmiş.
Bununla birlikte, Picasso’nun çoğunlukla fotoğrafçılara poz vermemesi ile bilinmesi de göz önüne alındığında bu çekimlerin değeri bir kez daha farklı bir anlam kazanıyor.
Ayrıca, Winston Churchill, Bertrand Russell, Orson Welles ve daha birçok dünyaca ünlü ikonik ismi fotoğraflayan Ara Güler’in kendisi de şüphesiz ki ülkemizden çıkan en büyük figürlerden biri. Huzur içinde yat, tarihi zapt eden adam!
Kaynak: 1, 2. Wannart / Categories