Antik Mısır’ın Helenistik Kraliçesi Kleopatra Kimdir?
Cleopatra, 17 yaşında tahta yükseldi ve 39 yaşında öldü.
Jül Sezar’ın sevgilisi ve Marcus Antonius’un eşi 7. Kleopatra’nın hayatı
Kleopatra, Mısır tarihinide en çok konuşulan, tanınan güçlü kadınları arasında ilk sıralarda yer alıyor. Antik Mısır’ın son Helenistik kraliçesi olan Kleopatra, 39 yıllık yaşamında dünyayı etkileyen evlilikleri ve duruşuyla tanınıyor.
Kleopatra, 9 dil biliyordu.
Eski Mısır’ın dilini biliyordu ve hanedanlığında eşsiz bir durum olan hiyeroglifleri okumayı öğrenmişti. Bunun dışında, Yunanca ve doğum dilleri, İbraniler, Medler, Troglodytes, Suriyeliler, Etiyopyalılar ve Arapların dillerini biliyordu.
Bu kadar bilgiyle, dünyadaki herhangi bir kitap ona açıktı.
Dillere ek olarak, coğrafya, tarih, astronomi, uluslararası diplomasi, matematik, simya, tıp, zooloji, ekonomi ve diğer disiplinleri okudu. Zamanının tüm bilgisine ulaşmaya çalıştı.
Kleopatra eski bir laboratuarda çok zaman geçirdi. Bitki ve kozmetiklerle ilgili bazı eserler yazdı. Ne yazık ki, bütün kitapları MS 391’deki İskenderiye Kütüphanesi’nin yangınında imha edildi. C. Ünlü fizikçi Galen çalışmalarını inceledi ve Kleopatra’nın hazırladığı tariflerin bazılarını yazdı.
Galen’in hastalarına da önerdiği bu ilaçlardan biri, kel erkeklerin saçlarını geri kazanmalarına yardımcı olabilecek özel bir kremdi. Kleopatra’nın kitapları da güzellik hilelerini içeriyordu, ancak hiçbiri bize ulaşamadı.
Mısır Kraliçesi de şifalı bitkilerle şifa vermekle ilgileniyordu ve dil becerileri sayesinde bugün kaybedilen sayısız papiriye erişimi vardı. Bilim ve tıptaki etkisi, Hristiyanlığın ilk yüzyıllarında iyi biliniyordu..
Kleopatra iktidara, yanında büyük Roma diktatörü Sezar ile geri döndü. Kleopatra’nın bir halı içinde Sezar’ın sarayına girdiği ve bu büyük kralı kendine aşık ettiği rivayet edilir. Bu olaydan sonra kardeşi, kimsenin bilmediği bir sebeple Nil sularında boğuldu.
Kardeşinin aradan çekilmesi ile Kleopatra tek başına iktidar koltuğuna oturdu. O sırada Sezar’dan bir çocuğu oldu ve minik Sezarion’u alıp Roma’ya gitti. En büyük hayali, iki imparatorluğu birleştirip Büyük İskender’in de hayali olarak bilinen tüm dünyaya sahip olmaktı. MÖ 44’te Sezar ölünce bu hayallerini ertelemek zorunda kaldı.
Sezar ölünce Roma İmparatorluğu, tahta çıkan Octavian (Sezar’ın yeğeni ve resmi evlatlığı) ve Marcus Antonius arasında ikiye ayrıldı. Doğu, artık Marcus tarafından yönetilmekteydi ve ilk işi de Mısır’ı ziyaret oldu.
Marcus Tarsus’a gelerek Mısır Kraliçesi Kleopatra VII ile ittifak yaptı. Kleopatra’nın maksadı kaybettiği toprakları geri almak, Antonius’unki ise hem doğudaki iktidarını sürdürebilmek hem de Partlara karşı yapacağı askeri harcamalar için Mısır’ın zengin kaynaklarından yararlanmaktı. Bu maksatla Antonius, Kleopatra’yı Tarsus’a davet etti. Muhteşem gemisiyle Tarsus limanına gelen Kleopatra Antonius ile 7 yıl sürecek renkli, romantik ve ihtiraslı bir beraberlik yaşadı. Kleopatra’nın Tarsus’a giriş yaptığı kapının adı “Kleopatra Kapısı” olarak değiştirilmiştir.
Tarihçi Plinius, “Kleopatra’nın tacından çıkardığı bir çiçekle Antonius’a şarap sunduğunu” yazar. “Romalı hükümdarın tam kadehi dudaklarına götürdüğü sırada Kleopatra’nın ona engel olduğunu ve ‘Seni öldürebilirdim’ dediğini, çünkü çiçeğin yapraklarına zehir sürmüş olduğunu” söyler.