ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Akşamın Kapısı | Gülçin Yağmur Akbulut

02.05.2022
324
A+
A-
Akşamın Kapısı | Gülçin Yağmur Akbulut

Çehresini  kaplayan tikler, ihtiyar adamın acısından mı kaynaklanıyordu yoksa  mutluluğundan mı? Bahçesinde açan gül, göğsünün içinde dingin bir huzur zerk ediyor; parmak uçlarına batan gül dikeni ise tarifsiz bir acı bırakıyordu kalbinin kıyıcığına. 

Aşk gibi… Bir tarafımız şen şakrak, diğer yanımız elem keder.

Beyazlar içerisinde karşısında duran kızı, göğü kıskandıracak bir masal perisini andırıyordu. Tıpkı bir nisan sabahı kendisiyle beraber tüm dünyayı efsunlayan annesi gibi… Dolunayın, dağ eteğine yansıyan ışıltısı kadar parıltılı ve berraktı evladının silueti.

Şikâyeti yoktu sancılarından. Yirmi üç yıldır dinmeyen ağrıları kendisine tahammülü sonsuz bir haz veriyordu. Ressamıydı unutamadığı gözlerin. Onlarca portresi vardı vernikleyip de sakladığı. Şairiydi saçlarının. Sayısız şiirleri vardı harf harf kâğıda kazıdığı. Ve de birçok türküye beste olmuş ezgileri mevcuttu. Hasretin koyu kızıl hummasını törpüleyen.

İlk görev yeri olarak atandığı bir kasaba okulunda kendisi gibi öğretmen olan Emel Hanım’la tanışmıştı Bedri Bey. Kısa süren arkadaşlıklarını evlilikle sonuçlandıran çift, evliliklerinin ikinci yılında kızları Ayça’yı kucaklarına almışlardı. Kâinatın bütün mevsimleri ilkyaza bürünmüştü Ayça’nın doğumuyla. Emel Hanım’ın varlığıyla yarım dolgunluğa ulaşan boş parantez, kızı Ayça’nın mevcudiyetiyle tam doygunluğa ulaşmıştı Bedri Bey’in hayat avlusunda. Feyezan nehirler dolaşıyordu İçinin geçeneklerinde.

Baba kızın takvimini siyaha boyayan sonsuz uyku rüzgârlı bir körfezin kıyısına sürüklemişti onları. Artık Emel Hanım yoktu. Körfezin fırtınasından yalnız başına koruması gerekiyordu beyaz gelinciğini. Kalbinin kuytularında ısırganlar boy atarken yüzünün vadisinde tebessümlere bürünmek zorundaydı. Korkuyordu.  Parçalanmış, lime lime dört bir etrafa dağılmıştı. Emel Hanım giderken yetiştirmesi için avuçlarına bir tomurcuk tanesi bırakmıştı.

Dağılan parçalarını bir ceset torbasına toplayıp göğsünün en derinine istifleyen Bedri Bey, güneşin yokluğunu yıldızıyla yamamaya başladı. Ömrüne serpilen bu yıldız tozu olmazsa güneşin kaybolduğu gezegende kendisi de çoktan eriyip yok olacaktı. Durmaya yüz tutmuş nabzını yeniden atmasını sağlamıştı küçük Capella Yıldızı.

Derya içinde birbirlerine tutunarak çıkmışlardı toprak parçasının üzerine. Ömürlerinin hesabına biçilen ayazı sevgileriyle bertaraf etmişti eylülün gölgesine rastlayan baba kız. Eğilip bükülseler de yeniden kalkmışlardı ayağa her defasında. İki iyi dost, İki iyi yol arkadaşı olmuşlardı kâinatın eyvanında.

Emel Hanım’ın yokluğuna Ayça’nın varlığıyla tahammül eden Bedri Bey kızının yokluğunda teselliyi nerede arayacaktı? Ünlü bir illüzyonist olmayı arzuladı ya da güçlü bir büyücü. Küresine dokunup yumuk ayaklarıyla kızının dünyaya gözünü açtığı güne dönmeyi ve yaşamı boyunca o sahneye demir atmayı ne çok isterdi.

Yaşama açılan koridorlarda beraber ağlayıp berber gülmüşlerdi baba kız. Yaşamın gürültülerinden uzak sakin ve yalın bir dünyaya hazırlamıştı evladını.  Babası gibi kızı da çizgisinin dışına çıkmadan karşılamıştı hayatın kendine sunduklarını. Okuyup fizyoterapist olan Ayça kendisi gibi fizyoterapist olan bir gençle tanışmış ve arkadaşlıklarını evlilikle nihayetlendirmeye karar vermişlerdi.

Olur ki eşi, bir yerlerden onları izliyorsa kendisiyle gurur duyuyordur diye düşündü. Neden o zaman bu gözyaşları? Niçin yüreğinin üstündeki bu kekremsi sızı? Kendisi için yazılmış olan masalın sonuna doğru geldiğini sezinliyordu. Kapının önünde beyaz gelinliğiyle ilkbaharını uğurlarken kapının ardında kendini bekleyen yalnızlığın seslerini işitiyordu.

Ya soldururlarsa, ya keserlerse bıçak gibi umutlarını çiğdemimin? Beyninin içinde dolaşan düşünceler can havliyle çırpınmasına sebep oluyordu. Evin her köşesine gölgesini koyar, bana kalan hatıralarıyla avunurum. Yeter ki çığ düşürmesinler kızımın uykularına. Kaygılarıyla boğuşmaya başlamıştı Bedri Bey. Soğuk soğuk terliyor göğsünün ortasına gri bir duman yayıldığını hissediyordu.

Önce baba kız uzun uzun sarıldı. Sonra vedalaşmaya gelen damat beyi buldu karşısında. “Sana avuçlarımın içinde yetiştirdiğim çiçeği emanet ediyorum. Mutluluk türküleriyle kurulu ulu bir çınar büyüt içinde ona karşı. Üzersen, üzülürüm. Üzülürsem üzerim seni oğlum…”

Gidiyorlardı. Uzun uzun baktı arkalarından. Büyük yüreğini ateşe vermişti kırlangıçlar. Başını gökyüzüne kaldırdı. Mavi bulutların içinden kendine gülümseyen bir çift siyah göze takıldı ümitleri. Gelgitler yaşamıyordu artık. Ayla Hanım’ın tebessümü kızının mutluluk hikâyesinin müjdeleyicisiydi. Akşamın kapısını aralayıp usulca evinden içeriye girdi.

 

Yaşam Sanat Dergisi Kasım Aralık 2021

ETİKETLER: , , , ,
Gülçin Yağmur Akbulut
Gülçin Yağmur Akbulut
Elazığ doğumluyum. Fırat Üniversitesi mezunuyum. Elazığ’da Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı bir kuruluşta görev yapmaktayım. Şiire sevdalıyım. On beş yıldır şiir yazmaktayım. Bir çok edebiyat dergisinde şiirlerim yayınlandı ve hala yayınlanmaktadır. Bunlardan bazıları Yaşam Sanat, Ekin Sanat, Sarmal Çevirim, Berfin Sanat, Mahfel, Kurgan, Bozkır İlleri , Kara kedi, Gökkuşağı, Temren, Deliler Teknesi,Delikli Çınar, Tomolos, Berfin Sanat, Silgi, Serhat Kültür, Bekir Abi, Ihlamur Dergisi, Aydos Edebiyat. Sinada Dergis, Üvercinka ,Yeni Gelen, Akatalpa, Son Gemi gibi edebiyat ve sanat dergileridir. Birçok şiirime beste yapıldı. Çeşitli antoloji ve gazetelerde şiirlerim yer almaktadır. Ayrıca yayınlanan denemelerim de bulunmaktadır. Şiir adına en büyük hayalim Türk Edebiyatında bir yer edinebilmek.
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.