ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Acılar | Habibe Dirican

27.12.2021
429
A+
A-
Acılar | Habibe Dirican

Neleri nerde saklamaz ki insan!..

Kimisi kitap arasında kurumuş bir gül,

Kimisi sandıklardaki resim…

Tozlu raflarda kitaplar, takvimler yırtılır.

Saatler, zaman geçer ama sadece terk edildiği günü saklar.

Takvim yaprağında

Yıl 1998, aylardan kasım, günlerden pazartesi.

Hazanların döküldüğü, gönüllerin gazel tuttuğu mevsim…

Her şeyin anısı başkadır.

Gözler görmüştür, şahitliği yapar

Gönül ise unutmaz!..

Güzel yaşanmışlıklarda, acıları da,

Buruk anılar vardır, içinde mutlu yaşanmışlıklara da,

Acılara da,

Keşkeler o kadar çoktur ki…

Dağlara yüklesen taşımaz.

Teraziye koysan tartmaz.

Dalar gider mavi gözlerim tozlu rafların arasında.

Gözlerimde ufaktan damlar yılların birikmişleri.

Hatıralar canlanır.

Doğduğum ev, babama verilen “gözün aydın, kızın oldu” müjdesi…

Dedemin, “bir Habibe gelin gitti, bir Habibe doğdu” kulağıma ezan okuyup; “adın Habibe” demesi…

Habibe sevgiydi, aşktı gönüldü.

Habibe ismimle yaşadı sonrası “Sürgün Hicret” ve yıkılmışlıkları.

Sırın sahibine bakar

O da benim gibi içten içe yıkılmıştır.

Bir offf çeker kadere, gücü ona yetmiştir.

Neler saklamıştı çatısın altında.

Sırını anlatmamıştı kimselere.

Açmamıştı yaşanmışlıları,

Sadece kendinde gizlidir.

Bunca insanın yaşamı

Bazen gözyaşı, bazen kahkaha kokardı.

Her bir odasında

Kimisi doğdu, müjdeler oldu beşikler sallandı;

Ninilerle ev inledi.

Kimisi çeyizlerle evi süsledi,

Kimisi de hastalıkla inledi, ağıtlar yakıldı.

Müjdeler de gönüller de burada şenlendi.

Doğum da ölüm de burada yaşandı.

Yokluğu varlığı gördü,

Ne kadar güçlü çatısı vardı.

Bir o kadar da sır saklayan odası…

Sabrı ve sırı yaşadı.

Koca Çınar artık yoruldu, teslim etti kendini.

Tıpkı insanın Azrail’e teslimiyeti gibi…

Doğduğum ev.

Güldüğüm ev

Ağladığım, İsmail gibi teslimiyet verdiğim yer.

Kaderimin yazısı…

O da benim gibi hayata küstü.

İçindekini saklayıp yavaş yavaş öldü.

Tarih tozlu raflarda…

Acı ise kursakta,

Ne kadar feryat etse de,

İçimdeki deli deniz dalgaları vursa da ciğerime,

Kıyılara vuran suskunluğum,

Kimseler görmezsin, bilmesin,

Benim yıkılmışlığımı…

İçten içe erir giderim bu fani dünyadan.

Suskunluğu seçip yalnızlığımı katık ederim aşıma

Kadındım, anaydım;

Bir o kadar da çocuktum hâlâ.

Hiç büyümeyi sevmeyen…

Çatısı hala direnen ev, duvarları “yıkılmayacağım” diye direnen…

Sahipleri onu terk etse de,

Hala güçlü görünen çocukluğum!..

İyi ki varsın mazim,

Umudun da hoş acın da..

17.7.2021.

Habibe Dirican

 

https://www.facebook.com/emine.can.90834776/videos/341442484104517

 

 

ETİKETLER: , ,
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.