Dolar 34,2413
Euro 37,2193
Altın 2.979,74
BİST 8.886,40
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 24 °C
Açık

Gurbetin Mavi Dalgalarında Umut Arayanlar | Şevki Terzioğlu

30.09.2024
63
A+
A-
Gurbetin Mavi Dalgalarında Umut Arayanlar | Şevki Terzioğlu

‘Hem riski hem de emeği çok yüksek. Devletimizin balıkçılığa gereken önemi göstermesini istiyoruz. Büyük balıkçılar ile küçük balıkçıları dengeli bir şekilde bir şekilde yürütmeleri lazım. Mazot başta olmak üzere kumanya olarak da balıkçıları desteklemek için bazı adımlar atabilirler’

Balık av sezonu 1 Eylül’de başladı. Ekmek tekneleri denizde olanların ilginç öyküleri de var. Kimileri ekonomik ve sosyal sıkıntılar hasret ve umutları gurbete taşıyor. Bu hikayelerden biri de Recep Bulsarı’ya ait. Evli ve iki çocuk sahibi Bulsarı, 1990 yılında doğdu. Aslen Bingöllü olmasına karşın Elazığ’da büyüdü. Ailesine daha iyi bakabilmek için 4 yıl önce Rumelifeneri köyünde balıkçılığa adım attı. Yeni çalışmaya başladığı balıkçı teknesinde Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.

– Balıkçılığa nasıl başladınız?

Arkadaşım Mevlüt sayesinde başladım balıkçılığa. O da Elazığ’dan evli. Beraber inşaatta çalıştık. İlk başlarda maddi sıkıntılardan dolayı ama sonrasında da kalıcı oldum.

– Sizin için zor olmadı mı?

Yeni iş her zaman zordur. Ben de onun sıkıntısını yaşadım. Onun dışında karasal iklimden denize inmem bir şey fark ettirmedi. Deniz tutması oldu ellbette fakat çabuk atlattım.

– Peki bir umutsuzluğunuz oldu mu?

Çok oldu. Birkaç kere bırakma derecesine geldim. Mecburiyetler olduğu için hemen bırakıp gidemiyorsunuz. Hem geride tayfa arkadaşlarımız var, iş yükü onlara binecekti. Ailemize bakmak gibi mecburiyetimiz var. Bırakıp gidemedik. Teknede hangi iş olursa olsun yapma odaklı olduğum için kendimi iyi geliştirdiğimi düşünüyorum. Şu an iyi gidiyor.

– Ne kadar süre ailenizden ayrı kaldınız?

İlk iki sene yarımşar sezon geldim. Bu balıkçılıkta iki sezon var; yaz balıkçılığı ve bir de kış balıkçılığı olarak geçiyor. İki kere kış balıkçılığına geldim. Geçen sene de tam sezon geldim. Zor geçiyor.

‘GEÇ OLDU DÖNELİM DİYE BİR ŞEY YOK’

– Av sezonundan günlük yapılan işlerden biraz bahseder misiniz?

Mesela ortalama akşamüzeri 16 veya 17 belli olmuyor ama o saatlerde av için denize çıkıyoruz. Yukarıda reislerimiz tabii cihazlardan balığın yerini tespit edene kadar kamarada oturuyoruz. Balığın yerini tespit ettikten sonra alarm çalınıyor. Herkes hızlıca kendi görevlerine hazırlanıyor. İlk etapta muşambalarımız giyiliyor ve ağın atılmasını bekliyoruz. Birinci alarmda biz, ikinci alarmda botların düşmesi oluyor ve sonra ağ atılıyor denize. Ağın denize düşmesiyle etrafının sarılması 10-15 dakika kadar zaman alıyor.

Geçen seneki yaptığım iş; bottaki adam halatın bir ucunu bana, bende başka bir arkadaşıma veriyordum. Bir makara sistemi var. O ağın bir ucu tekneye bağlı denize bırakılan tarafın ucu tekrar bize geliyor. Yuvarlak bir şekil oluşuyor ve onu geminin yan tarafında makaraya verince ağ ile balığı yukarıdan ve aşağıdan sıkıştırıyor. İşte o balık sıkıştırılınca istifçi ve makinist kendi görev yerlerine geçiyor. Ondan sonra balık ağı içeriye doğru alınıyor.

En son balığın sıkıştırıldığı bojilik bölümü var. El yordamı ile de müdahale edip sonra da vakumluyoruz. Oradan ağın içine boruyu sokuyoruz balıklar fishbom’a ve oradan da havuzlara geliyor. Daha sonra kasalayıp gönderiyoruz. Ya da bizim yedek teknemiz var. Yine aynı borular ile yedek tekneye aktarıyoruz ve oradan hale gidiyor.

– Bu aşağı yukarı ne kadar zaman alıyor?

Yani balığın durumu ve ağın atılış büyüklüğüne göre 1,5-2 saat sürüyor. Oradan da reislerimiz başka av sahalarına cihazlarla bakıyorlar. Biz de o sırada yemeğimizi yiyoruz, çayımızı içiyoruz. Bir günlük bu döngü ile devam ediyor. Balığın durumuna göre bu günde 3-4 kez tekrarlanıyor. Ne soğuk, ne sıcak ya da saat bizi engellemiyor.

‘BAZEN DE HİÇ YATAMADIĞIMIZ ZAMAN OLUYOR’

– Hangi sürelerde kıyıya tekrar geliyorsunuz?

Genelde günlük olarak sabaha doğru limana yanaşıyoruz ama o da belli olmuyor. En erken 7.00-8.00 veya 10.00-11.00 hatta 13.00 oluyor. Geçen seneden örnek vereyim. Balık dışında herhangi bir sorun oluşuyor ve ilgileniyorsun, iş geç saatlere kadar uzuyor.

– 1 Eylül’de hangi cinsden başlayacağınız belli oluyor mu?

Her senenin farklı bir çeşidi oluyor. Palamut var diyorlar. Örneğin geçen sene hep hamsiye çıktık. Yani başından sonuna kadar hep hamsi. Arada farklı balıklar olsa da hep hamsi balığı… Geçen sene için karadenize hiç çıkmadım. Kocaeli körfezi yani Marmara’da çalıştık.

– Geçen sene av sezonu nasıl geçti?

Çok hızlı geçti. Nasıl geçtiğini anlayamadım 2,5 ay dolu dolu geçti. Şimdiki çalıştığım tekne daha geniş bir tekne. Biraz daha büyük bir tekne.

– Gurbette olmak ailenizin üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?

Oğlum 7 kızım üç yaşında. Özlem yaratıyor aslında gurbette çalışmamı istemiyorlar. Ama mecburiyet olduğu için çok da birşey diyemiyorlar. Hasret, özlem ister istemez oluyor.

– Denize çıkmadan önce bir belge aldınız mı?

Su ürünleri ruhsatnamesi olmadan denize çıkamıyoruz. Belgeyi almak için 1 ay bekledim ve biz kendimiz çıkartıyoruz. Tayfadan sorumlu olan kişi koca resitir. Zaten yapacağın iş onun tarafından belirleniyor ve işi yönlendiriyor. Tabii tecrübesi olan daha profesyonel işlere veriliyor. Hiç birşey bilmesen dahi sana mutlaka iş veriliyor.

– Av sezonu bitince sözleşmeniz de bitiyor mu?

Her şey güvene dayalı, aramızda imzalanmış bir sözleşme yok. Mesela arkadaşım burada nereye geldiğine, kimlerle çalıştığına bakıyorsun, uyum sağlayıp sağlayamayacağına. Tabi ortamı gördükten sonra anlaşıyorsun ister istemez. Deniz sektörü olduğu için herkes birbirini tanıyor. Şu an sezon başlamadığı için bir sözleşme yapmadım aylıkçı olarak çalışıyorum. 1 Eylül de sezona bu tekneyle girdik.

‘KOKULARI BURNUMDA OLARAK ÇALIŞIYORUM’

– 2024 için kaç aydan beri ailenizden ayrısınız?

Ailemden şuan için 4,5 aydan beri ayrıyım; 8 Nisan’dan önce memlekete gittim. İstanbul da geçim şartları zor olduğu için ailemi buraya getirmek istemiyorum. Elezığ’da geçim biraz daha rahat olduğu için ailemin orada kalması daha doğru. Eve geldiğimde çocuklarımın sevinci tarif edilemez.

– Av yasağının olduğu dönem balıkçılar ne yapıyor?

Mesela, meslek erbabı balıkçılar genelde ağ tamiri, kurşun gibi işler yapar. Bunun dışında tekneyle ilgili işler yapılır. İlk başlarda balık avının yasaklı olduğu zamanlarda geçici inşaat işinde çalışıyordum. Şuan ağ çeken motorların ve diğer makinelerin bakımı ve paslanan yerlerini temizleyip boya çekiyoruz. Gidecek yerimiz ve bir de kendimize göre çalıştığımız için sürekli buradayız. Ama arada dinlenme günü de oluyor fakat bu belli bir gün değil. Genelde çalışıyoruz. Aileniz yanınızda olmadıktan sonra sosyalleşme olmuyor. Genelde mesaimiz en geç 8.30’da başlıyor ortalama 19.00 gibi bitiyor.

‘O KADAR ÇOK PLASTİK ATIK TAKILIYOR Kİ ÇOK ÜZÜCÜ’

– Çevresel kirlilik nedeniyle ağınıza çöp olarak takılanlar oldu mu?

Mevki olarak tam hatırlamıyorum ama Marmara’da bir yerde ağ takıldı ve 1-1,5 boy yırttık. Demir atılan mevki olduğu için denize düşürülmüş çapa oluyor. Ağımıza oto lastik dahil pek çok cisim takıldı. Bir ara fırtınadan kaynaklanan kocaman, bildiğiniz ağaç gövdesi yani dalları ve kökü ile birlikte takıldı. Ağdan ayırmamız çok zor oldu.

– Türkiye’ye ne mesaj vermek istersiniz?

Şöyle bir şey söyleyeyim; balıkçılığın hem riski hem de emeği çok yüksek. Devletimizin balıkçılığa gereken önemi göstermesini istiyoruz. Büyük balıkçılar ile küçük balıkçıları dengeli bir şekilde bir şekilde yürütmeleri lazım. Mazot başta olmak üzere kumanya olarak da balıkçıları desteklemek için bazı adımlar atabilirler.

 

Haber Kaynağı: www.aydinlik.com.tr/haber/balik-av-sezonu-ne-zaman-balik-avi-sezonu-basladi-mi-av-sezonunda-balik-avi-nasil-yapiliyor-balikcilik-nasil-desteklenir-balikcilarin-sorunlari-neler-487559

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.