Dolar 34,5055
Euro 36,4583
Altın 2.955,93
BİST 9.084,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 18 °C
Az Bulutlu

Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan

Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan

28 AĞUSTOS TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI

Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım.

//LAROUSSE FELSEFE SÖZLÜĞÜ: Sözlük aynı zamanda felsefi meselelerle ilgili ödev, rapor, sunum hazırlayacaklar için önerilerde bulunuyor.

// YARIN MARS’A GİDİYORUZ: Orada yaşayacağımız evleri nereye ve nasıl yapmalıyız? Neler yetiştirip yiyeceğiz?

// ROMANTİK KOMÜNİST: Türkiye’ye döndükten sonra davası uğruna çalışmaları; edebiyatın tutucu şahsiyetleriyle tartışmaları; aşkları, tutsaklığı, yıllar sonra kavuştuğu “hazin hürriyeti” özenli bir nesnellikle ele alınıyor.

// BIRAKTIĞIN YERDE DEĞİLİM: Yazardan ruhsal yaralarımızın bedenimizde nüksetmesiyle oluşan arazlardan şifa yolculuğuna uzanan, sözcükleriyle okuru da bu şifaya davet eden bir ilk roman…

// KÖPEK ADAM 10: Kimbilir, belki de sevginin inanılmaz gücü günü kurtarabilir. Sevgi, empati, nezaket, istikrar ve iyilik yapmanın önemi gibi evrensel temaları işliyor.

// NEHRİN ÖTESİNE, AĞAÇLARIN İÇİNE: Çatışmalar sona ermiş olabilir ama savaşın yaraları henüz iyileşmemiştir. Ve bazıları için, özlenen barış çok geç gelmiştir.

 


İşte o kitaplar;

// Çağdaş felsefeye uzanan kapsamlı bir inceleme

THİERRU Paquot, François Pepin’den LAROUSSE FELSEFE SÖZLÜĞÜ- Kavramlar, Filozoflar, Eserler. “Felsefe soru sormakla başlar. Yunanlar şöyle soruyordu: Neden hiçlik değil de bir şey var? 2500 yılın ardından, kesin bir yanıta hâlâ sahip değiliz. Bu da felsefe yapmanın müşkülpesent bir güzergâhtan ilerlediğini açıkça ortaya koyar. Kant’ı Aydınlanmanın tarihsel ve felsefi bağlamı ısrarla vurgulayan Kierkegaard yol, zor olandır diyordu.” Larousse Ansiklopedisi’nin felsefe tarihi bölümlerinin gözden geçirilmiş ve güncellenmiş bir versiyonu olan kitap, Antik Yunan’dan başlayıp çağdaş felsefeye uzanan geniş bir zaman dilimine ilişkin kapsamlı bir inceleme yürütüyor. Felsefi Kavramlar, Felsefi Referans Noktaları, Büyük Filozoflar ve Felsefi Eserler başlıklı dört ana bölümün altındaki her bir madde, Kant’ı Aydınlanmanın tarihsel ve felsefi bağlamı sunuyor. 452 SAYFA.
(VAKIFBANK KÜLTÜR YAYINLARI)

 


//Mars’ta bekleyen tehlikeler, zorluklar

MURİEL Zurcher’den YARIN MARS’A GİDİYORUZ- Kızıl Gezegene Yolculuğun İlk Seyir Defteri. Bir sınıf dolusu öğrenci düşünün. İleride Mars’a gidecek ekibin parçası olmayı düşleyen öğrenciler. Peki ya onları Mars’ta bekleyen tehlikeler, zorluklar, sorunlar karşısında ne yapacaklar? İşte kitap, bu ve daha fazla soruya yanıt veriyor. Kısacası Mars hakkında bilmek isteyeceğiniz her şey hakkında olağanüstü bir kitap bu. Mars’a giderken bavulumuza neler koymalıyız? 96 SAYFA.
(YAPI KREDİ YAYINLARI)

 

 

 


//Nâzım Hikmet’in büyüleyici biyografisi

EDWARD Timms’ten ROMANTİK KOMÜNİST- Nazım Hikmet’in Yaşamı ve Eseri. Saime Göksu ve Edward Timms’in on yılı aşkın araştırmasının ürünü olarak yazdıkları kitap yirminci yüzyıl edebiyatında ve toplumsal hayatında sarsılmaz bir konuma sahip olan Nâzım Hikmet’in kapsamlı, büyüleyici bir biyografisi. Bu kitapta, Moskova’daki ilk yıllarında, daha sonra kendi edebi çalışmaları için büyük bir kaynak oluşturacak tiyatroya dair zengin deneyimleri ele alınıyor. Göksu ve Timms, eserleriyle, önüne konan bütün engelleri aşabilen Nâzım Hikmet’in sanatsal ve siyasal tutkusunu tüm canlılığıyla ortaya koyuyor. “Hikmet’in hayatı –bu biyografinin açıkça ortaya koyduğu gibi– filmlere konu olacak kadar ilginçti. (…) Nâzım’ın bu biyografisi Picasso, Tzara, Artaud, Sartre, Neruda, Apollinaire, Breton ve geçtiğimiz yüzyılın daha birçok büyük sanatçısının övgülerini kazanacak kadar önemli bir edebi ve siyasi kişiliğe karşı başarıyla yerine getirilmiş bir görev olarak anılacak.” –Prof. Talat S. Halman. 488 SAYFA.
(ALFA YAYINCILIK)

 


//Ruhsal yaralarımızın nüksetmesiyle oluşan arazlar

NİLAY Şimşek Ercan’dan BIRAKTIĞIN YERDE DEĞİLİM. “Ben Zeliha; sevdikleriyle vedalaşmak zorunda kalmış, zorlukları sırtında taşımaktan ruhu yorgun düşmüş, aşka tutunmaya çalışırken ayağı kayıp yuvarlanmış… Kısacası çuvallamış bir fâniyim. Her şeye güç yetirebileceğimi zannediyordum; hiç yorulmayacağımı, düşsem de belli etmeyeceğimi, güzelliğimle herkesi kendime hayran bırakacağımı… Heyhat! Ruhum nicedir eprimiş bir kumaş gibi tüm bedenimi kaplarken, sökülen yerlerimi görememişim. Etraftakilerin ardımdan “Ah yazık” dediklerini duyuyorum; ama bu kez güçlü görünmeye niyetim yok. Yalınkat bir hayat sürmek tek isteğim. Çitlediğim çekirdeklerin kabuklarıyla çiçeklerimi besliyorum. Başkaca sözüm yok!”112 SAYFA.
(A7 KİTAP)

 


//Sevgi, empati, nezaket, istikrar ve iyilik

DAV Pilkey’den KÖPEK ADAM 10- ULUMALI TEPELER. Köpek Adam ve Petey şimdiye kadar yaşadıkları en büyük zorlukla yüzleşiyorlar. Köpek Adam’ın şansı yaver gitmiyor. Petey pek de mırr-kemmel olmayan geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalıyor. Büyükbaba yine kirli işler peşinde. Kötü adamlar şehre akın etmiş ve dünya kontrolden çıkmış, karanlığa ve umutsuzluğa gömülmüş. Ama hemen umudumuzu kesmek olmaz. 240 SAYFA.
(ALTIN KİTAPLAR)

 

 

 

 


//Bazıları için, özlenen barış çok geç gelmiştir

ERNEST Hemingway’in NEHRİN ÖTESİNE, AĞAÇLARIN İÇİNE. Savaş yeni bitmiştir. İtinayla ve sevgiyle tasvir edilen Venedik’te, Amerikalı Albay Richard Cantrell, “sizin ya da herhangi birinin kalbini kırabilecek bir yüze”; sahip genç İtalyan kontesi Renata’ya tutkuyla âşık olur. Hayata küsmüş, savaştan ötürü yaralı olan Cantrell, Renata’nın sunduğun aşkın özverisi ve tazeliğiyle dolup taşmaktadır. Ama bu bir peri masalı değildir. 288 SAYFA.
(BİLGİ YAYINEVİ)

 

//

 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Administrator dedi ki:

    Kitap değerlendirme; Handan Ünlü Haktanır
    Sevgili Dursaliye Sahan’in bir sure once okudugum ‘Bul Beni Anne’ isimli romanının beni cok etkiledigini söyleyebilirim.

    Bu yılın ‘Fakir Baykurt Roman Ödülü’nü kazanan bu eserinde Dursaliye Şahan daha bir bebekken annesi tarafından cami avlusuna bırakılan engelli bir çocuğun çilesini o kadar gerçekçi bir şekilde yansıtmış ki, insan o cocugu kitaptan çıkarıp teselli etmek ve bağrına basmak istiyor. Yetiştirme yurtlarında itilip katılan ve suçsuz yere hırsızlıkla damgalanan Cemil reşit olup da kendini hayatın daha da acı gerçekleri içinde bulunca, kalacak yeri olmadığı ve is bulamadigi için parklarda yatıp kalkar, bulduğu her lokmayı en yakın dostları olan köpeklerle bölüsür… Sokaklarda yasadigi icin her türlü tehlikeye açıktir ama engelli olması onu kötü niyetli insanlardan korur ve suc olaylarina karismasini engeller. Basina gelenlerin hesabini sormak gibi bir niyeti olmayan bu dürüst gencin tek bir dileği vardir: annesini bulmak ve neden onu terkettigini anlamak… Cemil’in bu dilegi o kadar gucludur ki onun ‘Bul Beni Anne!’ feryadi okudugunuz her sayfada yüreğinizi daglayacak ve sizi bazı insanların hayatlarının neden bu kadar zor gectigini sorgulamaniza neden olacak… Cemil’in annesini bulup bulmadığını öğrenmek için yapacağınız bu yolculukta zaman zaman gözlerinizin sulanacagini ve hatta aglayacaginizi da söyleyebilirim.

    Bu vesileyle Londra’da tanışıp dost olduğum sevgili Dursaliye Sahan’i kutluyor, bizlerden daha az şanslı olan insanlarla bu kadar içten empati kurmamiza vesile olduğu için teşekkür ediyorum.