Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan
24 MART TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI…
Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım.
ÇOCUK VE ERGEN ÇALIŞMALARI: KORKULAR VE TAKINTILAR: Kitapta, Korkular, Fobiler ve Duyusal Takıntılara Dair, Olağan Gelişimde Kaygının Akıbeti, Çocuk Odasındaki Canavarlar: Gece Korkuları, Ergen ve Korkuların Kavşağındaki Bedeni, Seans Odasında Korkuların İki Ucu: Ergen ve Analist, Korkmamak İçin Unutmak, Sigmund Freud’un Yapıtında Takıntı Nevrozu, Obsesif-Kompulsif Nevrozda ManikNarsisistik Hazzın Ruhsal İşleyişi, Ergenlik Döneminde Fobik-Nevrotik ve Takıntılı Yapılanmanın Metapsikolojisi gibi konular yer alıyor.
AŞKIN KAPISI: “Her insan kendine bir değer biçer, atfeder ve vehmeder. Sonra kendine biçtiği bu değere şahit arar. Bu değere şahitlik edenleri sever. Biçtiği bu değerden bile çok değerli olduğunu iddia edip şahitlik edenlere ise âşık olur. Çektiği acıların kaynağı budur.” –Şems-i Tebrizî.
DELİLİĞE ÖVGÜ: Zalim hükümdarların, açgözlü din adamlarının, hırslı tüccarların, kaypak entelektüellerin ve müridi olarak gördüğü herkesin deliliğindeki bilgeliği açıkça ortaya sererken bilgeliğin ahmaklığını ispatlamaktan da geri durmaz.
KURGU İLE GERÇEĞİN AŞKI: Diplomasız bir meslekmiş gibi görünmesine aldanmayın. Dört yıl değil kırk yıl dirsek çürütmeyi, dört değil dört yüz kapıdan geçmeyi gerektirir.
MUTLU VADİ: İran’da bir genç, Türk kızına duyduğu aşkla derinleşir. Bugün ve dün, hayal ve hakikat, yürek burkan bu lirik romanda iç içe geçiyor.
YERSİZ YURTSUZ BİR ÇOCUK: Sınırlar, bir varış noktası olmayan bu yolculuk hikâyesinin ana izleğini oluşturur: Ülkeleri birbirinden ayıran sınırların yanı sıra Kully ve ailesini istedikleri hayatı yaşamaktan alıkoyan sınırlayıcı durumlar…
İşte o kitaplar;
//Korkuları denetim altında tutma çabası
ÇOCUK VE ERGEN ÇALIŞMALARI: KORKULAR VE TAKINTILAR- Psikanaliz Defterleri 11. Korkular ve takıntılar klinikte, çocuk ve ergenlerin başvuru nedenlerinin başında gelir. Şüphesiz, bir hayvandan, nesneden veya karanlıktan korkmayan bir çocuk düşünülemez. Ama korkular ve çoğu zaman bu korkuları denetim altında tutma çabası olan takıntılar ruhsal işleyişi etkileyerek kişiyi zora sokabilir, uyumu bozabilirler. İşte bu sayıda gerek olağan gerekse patolojik korkuların bilinçdışı dinamiklerini gelişimsel ve klinik açıdan ele alan yazılar yer alıyor.
160 SAYFA. (YAPI KREDİ YAYINLARI)
//Gerçeğe dair etkileyici bir hikâye
İKBAL Bayrak’tan AŞKIN KAPISI. Hayatı boyunca özlemle aradığı kadını birdenbire kaybedince varoluşu temelinden sarsılan ve büyük bir kederin içinde kaybolan Selim, en yakınlarının ihanetiyle de yüzleşip derinlere gömülmek üzereyken bilinmezliklerle dolu bir yolculuğa çıkar. Onu bambaşka birine dönüştürmektense aslına ve gerçek evine çağıran bu yolda açılan sayısız kapı, kaderindeki asıl düğünün de müjdecisidir… Yazar kitabında sevgi, inanç, sorumluluk, vicdan ve ilahi adalet gibi zorlu sınavların arka planındaki gerçeğe dair etkileyici bir hikâye anlatırken modern yaşamın çıkmazlarında kaybolan bireyin benliğine de ışık tutuyor.
416 SAYFA. (ALFA YAYINCILIK)
//“Beni benden daha iyi kim temsil edebilir?”
DESİDERİUS Erasmus’tan DELİLİĞE ÖVGÜ. Yanlış yerde ve yanlış zamanda ortaya çıkan bilgelikten daha delice bir şey olmadığı gibi, orantısız ve dolayısıyla yanlış zekâdan daha ahmakça bir şey de yoktur. Hümanizmin en önemli temsilcilerinden yazar, taslağını 1509 yazında İtalya’dan İngiltere’ye yaptığı yolculuk sırasında hazırladığı, daha sonra dostu Thomas More’un evinde tamamlayıp ona ithaf ettiği başyapıtı kitapta “Beni benden daha iyi kim temsil edebilir?” diyen delilik tanrıçasının ağzından tüm insanlığa seslenir. Tanrıçanın hiciv olarak anılmasını istemediği bu methiye, aynı anda hem hicvin hem de methiyenin en delice ve bilgece örneklerinden biridir.
168 SAYFA. (CAN YAYINLARI)
//Roman matematiktir, geometridir, mimarlıktır
OSMAN Balcıgil’den KURGU İLE GERÇEĞİN AŞKI-Roman Yazma Sanatı. Bir roman nasıl inşa edilir? Gerçeklikle kurgu, kurguyla gerçeklik nasıl örtüştürülür? Kısaca söylenecek olursa, romancılığın temel sorunları nelerdir?Romancılık ağır işçiliktir. Roman sadece konudan, gerçek ya da yaratılmış karakterlerden, olaylardan, mekânlardan ibaret değildir. Tarih, felsefe, sosyoloji, psikoloji boyutları da olan devasa bir iştir. Roman matematiktir, geometridir, mimarlıktır. Beyin cerrahlığı ve kuyumculuktur…
224 SAYFA. (DESTEK YAYINLARI)
//Bugün ve dün, hayal ve hakikat bu lirik romanda
ANNEMARİE Schwarzenbach’den MUTLU VADİ. Nazizm’i doğuran, cinsel yöneliminden dolayı onu da yalnız bırakan burjuva toplumundan kaçan bir yirminci yüzyıl göçebesi; sarsıcı metinlere imza atmış bir modern seyyah-yazar. 1939’da yayımlanan otobiyografik romanı kendi hayatının uçurumlarında ve çelişkilerinde geziniyor. Romanın anlatıcısı, Tahran’ın güneşten kavrulduğu bir yaz mevsiminde bazı arkadaşlarıyla birlikte yaylaya kaçar. Aslında kendisi zaten hep firardadır, kısıtlayıcı olarak algıladığı varoluştan kaçar. Kendi kimliğini aramak amacıyla yıllardır dünyayı dolaşmaktadır. Ne var ki İran’ın yabancı, sessiz doğasında keder onu avucuna almıştır. Bir başına değildir fakat yapayalnızdır; uğruna çaba harcadığı özgürlükle başa çıkamamaktadır. Bir yandan İsviçre’deki geçmişini, çocukluğunu unutmak ister, diğer yandan özlemini çeker.
128 SAYFA.(EVEREST YAYINLARI)
//Yazar sürgünde geçirdiği dönemi anlatıyor
İRMGARD Keun’dan YERSİZ YURTSUZ BİR ÇOCUK- Modern Klasikler 219. Almanya’da Nazilerin 1933 yılında iktidara gelmesi, yazarın Weimar döneminde başlayan parlak edebi kariyerine ağır bir darbe indirmişti. Yapıtlarındaki özgüvenli ve bağımsız kadın portrelerinden hiç hazzetmeyen Naziler, onu kara listeye almakta gecikmedi. Kitapları yasaklanıp imha edildi. Uğradığı maddi kayıplar yüzünden Gestapoya dava açma girişimi sonuçsuz kalınca, çareyi ülkesini terk etmekte buldu. Keun 1938 tarihli bu romanında, kendisinin de sürgünde geçirdiği İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemi, on yaşındaki Kully’nin gözünden anlatır. Bu başına buyruk küçük kızın masumiyetinden damıtılan gözlemler, dönemin gerilimli atmosferini biraz olsun yumuşatır. Kully, muhalif yazar babası ve annesiyle birlikte Almanya’dan ayrılmak zorunda kalmıştır. Vizelerinin süresi doldukça bulundukları ülkeyi terk eden aile, savaşın gölgesindeki Avrupa’da beş parasız dolaşır durur.
152 SAYFA. (İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)
//