Eksik yara | Necdet Arslan
Acımaya gerek yok kuruyacaksa haz
Su bazen uzundur sevilmiş olmak börtü böcek
Yitip gitmeni istemem gök eskir taşınır gece
Ruhunda eskilerden resimler kalmıştır
Benliğim acı öğütür çukurlaşır narinliğin
Gök sonuncu başlangıca yönelir utanır yasak
Kediler giz gömerler şiirlere
Sense rüzgar yırtarsın en kutlu şeyler için
Kavrulur dilindeki harfler aşk niyetine
Ne değin iyimserlik varsa birbirini sevmezler
Ellerin hiçbir koşula bağlı kalmaksızın acıdır,duy
Tomurcuklar çocukça yaslanır küflü duvarlara
Her yol bir atıştırma her yaşam bir kazıdır
Kimse geride kalmışlığı bilmez kuşlar bile yaşlanır
Zaman dişleri dökülmüş keşiştir yenilgilerde
Söz gelimi kaybedilmiş bir bahçenin üstünde
Gece gündüz kırık dökük kalacaksa adımların
Kadehin hüznüdür belki tunçun paslanışı
Tırpanlanmasıdır yusufçukların kurşun dökümlük
Yarı yolda bırakılmış bir yolcudur şimdi gözlerim
Göverir boynu zılgıtların sağ çıkılamayan yılgınlıkların
Şimdi sırası değil bana öfkelerimi geri vermenin
Utandırmaya kalkışmanın tüm imlalarımı sırası değil
Sanki senden öte neyim varsa
Gülün ağrısıyım ben burulmuş kadehlerden sağdığın…
Necdet Arslan
…