Seni Beklerken Üşürdü Vakit | Selahattin Yetgin
Dökülseydim sana, yağmur saçakları çürütürdü
Yanık ve isli bacaların eski kalburu olurdu vakit
Döküldükçe içime, mağrur ekseni çalardı saatlerin
Damlalarla savrulurdum kâinatın en paslı yerlerine
Sana dökülmek, nehirlerin izdüşümünü takip ederek
Savrulmaktı kıyım bir şafakta, yoksul bir meridyene
Dağları aşıp, kendinden taşarak yol aramak izbelerde
Varlığını düşünmektir sana dökülmek aşk bakışlı yar
Adının miracına tutunarak iklimlerle çoğalmaktır….
Seni beklemek, gelecek ile bugünün köprülerini aşmak
Bir düşün içinde hoyratça yuvarlanmaktır, çocuklar gibi
Aramak ellerini üşümüşken, bir bardaktan sular içmek
Gülümsemek olur olmaz şeylere, tüm insanlara gülmek
Aramak seni, çocukların düşler emdiği tahta beşiklerde
Takıp takıştırmak, sesli düşünüşlerle sevdiğimi söylemek
Seni beklemek, karışmak ansızın umarsız bir sessizliğe…
Cennetin öte yüzünde beklemektir aşk, hep seni düşünerek
Bütün hayallerin tamama erdiği, düşlerin kırlarda çiçek açtığı
Rüzgârın kötülükleri alıp götürdüğü, aynaların bize gülümsediği
Mavi denizlerdeki bütün gemilerin aynı anda aşka yelken açtığı
Fikirlerin hep aynı olduğu ve kötülüklerin hiç olmamış sayıldığı
Batmış gemilerin yüzeye çıkarak, acıların asla yaşanmayacağı
Umutların papatya yapraklarından çıkarak ruhlarımızı okşadığı
Çağlar ötesinden gelip, sessizliği kucaklamaktır seni beklemek…
Selahattin YETGİN
…