Kardelen ile Hercai | Muhammet Ali Bilgin
Artık ben uzun konuşmaların adamı değilim
Vermeliyim bir esintiye kokunu
Miras bıraktım sesimi şiirlere
Belki koklamalıyım hercaideki umudunu
Bir saçın kesilme faslına gelmesi gibi
Ayırmamalı bizi dünya emanetleri
Birçok kitap gibi sayfalarda kaybolmalı artık
Unutmalı geçmişi, geleceği
Şimdiyi yaşamalı, şu anı
Kara bir deftere biriktir şiirlerimi
Okuma asla o kardelen sesinle
Defteri aç ve dinle sadece müziği
Ezgilerin en tabibi çalmalı
Konuşmalı mısralar seninle
Umudumu ölüme terk eden ayrılık yine yenilemeli umudumu
Çiçeklerin açmaya yeltendiği bir kırda
Koşturmalı dört adımla
Üçü içler acısı, biri kavuşmaya atılmalı
Kuruyan yeşil vücutların gölgesinde kavuşmalı seninle
Aşk yakar insanı hakikatli gerçek bu
Yine de unutmamalı sevda yüklü tren yolcularını
Bu küller topladığım güllerin emaneti bana
Kuru bir kalabalığın ortasında yakıldı her biri tek tek
Şimdi kurşuni bir menekşe elimde
Ateşe dayanıklı, sevdaya niyetli
Kusur aramaz aşık kalplerde
Belki ses verir bir fısıltıyla
Belki esaslıdır, bağırır yüzüme gözüme
Küflenir sonra bir ekmek gibi
Bakma öyle bir canlıya ev olmalıydı şimdi
Hem yeşerir belki tekrar dokunuşunla
Artık yeşermeli de ellerinde
Toprak ana olmalısın şimdi sen de
Dökülen saç telinle gözüne inen yeşili bilmeyen yok
O yeşil orman için kaç saç heba oldu?
Kaç telin hikayesi var gözlerinde?
Artık küreklere asılıp kardelen şehrine gitmeli
Beraber izlenmeli hercai
Ayıran kardeleni hercaiden
Ayıramaz mı sanıyorsun bizi bir bahar gecesi
Ayırmamalı şimdi bizi rüzgarlar
Meltemleri koynunda uyutmalı, saklamalı belki.