Anılardan Gelen | Yılmaz Pirinççi
Ve şimdi
Kum bulaşığı bir gökyüzü altında
Gri’ye dönmüş bir akşam iniyor sessizce.
Uzaklara dalıp giden gözlerimde bir kadın silueti
Ve bir çocuk kahkahası kulaklarımda
Ne yana dönsem buruk bir özlem boğazımın orta yerinde düğümleniyor.
Unutmuşum.
Kaç vakit sonrası koyardı ayrılık ?
Özlemek için ayrı solunmuş kaç nefes gerek
Ve hep böyle amansız
böyle zamansız mı gelirdi bu hasret..
iç içe geçmiş notalar arasında kırılmış bir sevda türküsüyüm bu gece
Mor dağlar ardında kalmış bir sevdanın yanıtsız selamıyım
Karanlığa üflenmiş bir sigaranın dumanı gibi yalnız kendime görünüyorum
Ve birtek ben yanıyorum bu Sensizlik nöbetinde
Birazdan yorulur adımlarım
Çöker üzerime hasretinin gölgesi
Telleri eksik bir bağlama gibi kalırım
Bir dokunsan bin sen dökülürsün içimden
Dokunamazsın
Sen içimde
Ben sana hasret kalırım
…