Yalnızlığın Öyküsü | Gülüm Çamlısoy
Düşleri terli gecenin adeta sensizliğin hıfzı sahası sözcüklerse mentollü ve yatıya kalan hüzün nameleri…
Boykot ediyorum yalnızlığı
Maviden tini yüreğin
Şakıyan iklimde saklı seyrüseferi sözcüklerin
Baş koyduğum umut ve hulasası düşlerin
Kerevite çıktı aşk
Kelaynak kuşlarına öykündüğüm ömrün güzergâhı
Aşkla eşleşen bir inilti
Geceye sığınan perçemi yüreğin
Pervasız sevdiğim kadar pejmürde bir iklimin sefasını
Sürmek bana mı kaldı?
Huda’nın eşlik ettiği gün ve gece…
Balyoz yemişçesine
Sızım sızım sızlayan
Sırra kadem bastı sonsuzluk
Bense başladığım yerden tutuklu bir rüzgâr gibi
İçime çektiğim acı ve gözyaşı
Renklerden en asili siyah
Beynamaz geceyi delen gözleri aşkın
Tünediğim dal
Türediğim anbean
Tümden gelen bir coşku
Yeter ki razı gelsin Tanrı.
Ah, meşkin karekökü hüzün
Ah, kopup geldiğim dünün
Gökte saklı aşk ve mucize
Serpilen sözcüklerden ördüğüm saçı gizemin:
Gönül hoyrat
Aşk kesat
Hazansa muadili göğün
Bazen yağan rahmeti
Vasat bildiğim sessizlikle
Eşleştirdim eşleştireli
İmbat gecelerinden sökün eden her zerre
Kavuşup kavuşacağım ne mi kaldı geride,
Dercesine serildiğim
Aşka sarıldığım
Sökün eden nidalardan
Örülesi bir hayat benimki.
Nazenin mizacımla ilintili
Kâh doğan kâh batan güneşi
Yutup da bir şiirde
Ringe çıktığım yalnızlığın öyküsü
Yeter ki kabul göreyim katında
Mevsimler simli
İçimdeki duygular sihirli
Coşkuma ket vuran yoksunluk
Kendimle yüzleşmenin meali
Yazarak çıkardığım tadı hayatın
Yazması ölü olan mevsimden mevsime
Seken gözyaşı olsa olsa
Yüreğin esvabı bilinmedik ne varsa
Kuru kuruya gitmiyor işte hüzün
Gönlün hoyrat sekmesinde açılıveren kapının rahmeti
Yağarken üstüme
Gözümden düştü düşeli aşkın yazmaya doyamadığım fermanı
Meğerse tek şifreymiş saklı içimde
Miadı dolan neyse
Miski amber bellediğim şiirin dizelerinde
Elbet ben de açacağım bir gün
Katık bildiğim hüzne meyletmediğim gecenin sabahı
Dokunmaksa içimde saklı o mahzun yüze…