Gönlüm Ahhh | Habibe Dirican
Bir gülüşü vardı..
Birde bana gelişi
Enkazın altında tutup
Çıkarışı
Elleri deyse yüreğime
Sakladığım kuşlar
Kanat çırpar
Sevdasına
Kader mi seni benim yoluma çıkardı
Yoksa alın yazıma yazılan yazımısın?
Yıldırım gibi düştün yüreğime
Yaktın gönlümün ayazını
Çölde su dedim
Sense yağmur yağdırdın
Gülüşün gelse düşe hayalime
Meczup olup divane gezerim
Söyle Adam
Serap mısın yoksa hayal mi?
Gelişin yalancı baharsa
Gönül bahçeme
Bahçıvan olup da kırma dallarımı
Gam keder zaten çileli başım
Nemlidir gözlerim
Bulut olup
Yağmurları yağdırma
Geceydi ..
Hüzündü
Bir ışıktın
Şehrin karanlığında
Sığındım gönül kafesine
Beni ayazlarda bırakma
Gülüşün,
Ahhh o gönlüme vuruşun
Sevmemek mümkün değil
Bana öyle derin bakışın
Kaç kez kaçtım
Gönlünün kapısından
Korktum sevdanın
Acısından
Acında hoş kahrında
Seni özlemek bile huzurken,
Sana Sarılmak nasıldır kim bilir?
Yokluğunu bile seviyorum çünkü
O bile Sen olduğun için var..
Oysa yazmış kader
Kaderden kaçış yok inan
Gözyaşlarımın ödülü müsün bilmem?
Bir türlü anlamaz sol yanım
İncineceğini bile bile sever seni
Delice..
Sen garip meczup
“O sana dağlar kadar uzak
Ne sesini duyabilirsin
Nede nefesini
Sen karlı dağların kardeleni
O, gönüllerin bülbülü…
Sen hiç kardelene âşık bülbül gördün mü?
Güneşi yakar seni
Gel vazgeç bu sevdadan
Sen kırılgan incinmiş yaralısın
Açma kabuk tutmuş yaranı
Yeniden kanatma
Sağ elimi sol göğsüme koyduğumda
Birde derine daldığımda
Gözleri gelir aklıma
Ahh “O gülüşü
Bana bakan derin bakışı
Şimdi nasıl laf anlatayım
Kemiği olmayan gönlüme
Kalem onu yazar
Gönlüm sırını ona söyler
Dilimde türkü
Gözlerim deki hasreti
O vuslat bense gurbet
O” gündüz ben gece
Gönlümün bahçesine
Nasıl dikeyim..
Penceresi güneş görmemiş
Sabır tohumlarını
Ahh o gülüşü birde bana gelişi
Karlı dağları eritişini
Bana sevdayı yazdırışını…
Nasıl silsin garip gönlüm
Bayramın gelişini
Gönlüm onunla vuslata ermiş
Kitabın yarısında gelmiş
Nasıl bir sevda ki bu
Gönlüm onu sevmiş
Bir tebessüm sadaka vermiş
Gönlüm
Allah kabul etsin demiş..
Habibe Dirican