Ben Seni | Necdet Arslan
Ben seni en delişmen ilkyazlarda çiçeğe duran çağlaları
En parlak dolunaylarda oynaşan yıldızları
En ışıltılı yakamozları, kumsalı usulcacık öpen dalgaları
Nazlı kırkikindi yağmurlarını sever gibi sevdim
Ve ben senin bütün heyecanlarını,
Ak sonsuzluğa koşan cilvelerini
En derinden bakışlarını, kekik kokulu ellerini
En hüzünlü iç çekişlerle derinleşen eylemlerini
En hırçın edanı yüreğimin öteki yarısı bildim.
Artık Samanyolu’na gönder gözlerini
Bulutları giydir gülümsemelerine…
Çünkü iflah olmaz ıslıklar dökülüyor dudaklarımdan!
Son tren de kalkana kadar
Seni bekleyen biri var şimdi avuçlarında.
Biliyorsun bunu
Çok iyi biliyorsun!
Ne vakit şehla sözcüklerinle konuşsan
Bir buluttan daha oynaklaşıverir
İçimdeki sevinç kırpıntıları…
Ve sen ne vakit
Kırılmış bir keman gibi sussan
Kanar içimdeki yaralarım.
Ne zaman
Nisan yağmurlarına inat
Gözyaşlarınla sulasan yüreğimi
İçimdeki başaklar solmaya yüz tutar
Apansız…
Benden başka kim söyleyebilir
Gözlerinin süzüldüğü yerde
O afacan,
Ele avuca sığmaz nar ağacının
Çiçeğe durduğunu?
Kimsecikler diyemez benden başka
Gözlerinin döküldüğü
Arnavut kaldırımlarda
Ayak izlerin olduğumu!
Çığlık çığlık adını söylerim
Bir adım ötede olsan.
Yağmura dokunan bir nefes olurum
Seni bir adım yanımda görsem.
Donakalırım kayboluşlarında
Fırçayla dans eden bir palet olup
Bütün düşlerimi kırmızıya boyarım…
Tuvalimde şekillenir
Tüm yarım bıraktığım resimlerdeki gökkuşağı
Sen elimden tuttuğunda…
“Merhaba! ” deyişinle başlar tüm tarihlerim…
Haykırışlarım hüzzama dönüşür
Çöllerde yorgun bıraktığın zamanlarda…
Geçmişin onarılmış konakları gibisin
Bilirim!
Hiç büyümeyecek bir çocukça yazılıdır adın
İçimin alfabelerine…
Seni bir saniye sonrasında özlemek
Çekilmez bir sızıdır
Ağır gelir göz kapaklarıma.
Düşlerim işte o an
Silik çıkar
Uçsuz bucaksız tüm vadilerimde…
Tüm gece yarısı şarkılarını hep sana bestelerim habersizce…
Kendimden taşınırım
senin olmadığın zamanlarda
bir miho gibi sonsuzluklara…
Suyun sesine koşarım gölgelerine sığınarak…
Tünellerden alır ötelere götürmek isterim de naçar kalırım
çığ düşmüş düşlerimin bütün yıkılışlarında…
Yelkovanı bozulmuş saat gibi
Bütün zamanlarım altüst olur ‘Ne diyeceğim! ‘ dediğinde
Dururum…
Necdet Arslan
—–