Kaldırım Taşı | Hatice Elveren Peköz
Eski bir kentin meydanında kaldırım Taşı’yım; Üstümde yüzyılların ayak izleri var. gidenler, kalanlar, geri dönmeyenler…
Eski bir kentin meydanında kaldırım Taşı’yım
Üstümde yüzyılların ayak izleri var.
Gidenler
Kalanlar
Geri dönmeyenler…
Eski bir kentte yıllanmış bir taşyapı’yım
Ezelden ebede giden insanların seslenişi durur içimde
Onların aşk öyküleri yazarım
Umuda uyanışlarını
Sırlarını
Sevişlerini
Muştularını
Keder ve sevinçlerini…
O sesler ki yüzyıllar ötesine uzanır gider..
Eski bir kentin meydanında asırlık çınar gibiyim
Gölgemden binlerce insan ve kuş sesi geçer
Mevsimler dallarımda elvanı-renge bürünür…
Gidenler
Kalanlar…
Yeni sabahlara uyanamayanlar
Geçit törenleri
Şenlikler
Düğünler
Fener alayları…
Bayramlar kutsayanlar
Dünyana bir gülümseyişle merhaba diyenler
O meçhule gidenler…
Eski bir kentin mezar Taşı’yım
Eteklerimde, varla yok arasında binlerce insan sonsuz bir uykuya dalıp gider
Küf kokulu eski sandıklarda saklıdır artık hiçbir zaman söyleyemedikleri
Toprağa düşen her yağmur damlası gözyaşım olur
Onlardan, onlarca hikâye, şiir kalır geriye
Mezar taşları tarihin tanıklarıdır artık
Gidenler
Kalanlar
Geri dönmeyenler…
Yüzyıllar öncesinden kalan
Meydan savaşları
Darağaçları
İnfazlar…
Tarihin çöplüğüne gönderilen zalim diktatörler…
Bir mazlumlar anlar varla-yok’a yazılmayı,
Bir de çıplak ayaklı çocuklar…