Doğan Cüceloğlu ve Eğitim | Hatice Altunay
“Mükemmel değil iyi insan yetiştirmeyi hedefleyin.” Doğan CÜCELOĞLU
Pamuk ipliğine bağlı yaşıyoruz bugünlerde bir varmışsın bir yokmuşsun hesabı. Corona hesabına göre ne çok öldük derken, her şey birdenbire oldu biçiminde de yittik bu dünyadan. Benim için çok özel bir yeri var Cüceloğlu’nun. Marmaris’e geldiği her eğitim sunumlarına koşa koşa gittim öğrencilerimle…O güzel anılar yaşıyor belleğimde. Küçücük çocuğu eğilerek dinliyor öğretmenim bizi adam yerine koyan yok ki evde deyişleri öğrencimin içimi sızlatmıştı bugün gibi anımsarım.
Doğan Cüceloğlu’nu sevmeyen, onun eğitim öğretilerinden yararlanmayan eğitimci var mıdır ki…Onun kitaplarını okuduktan ve öğrencilerime okuttuktan sonra disiplin sorunum olmadı benim de.
Yolu disipline düşen öğrencilerimize kişisel gelişim kitaplarını minicik alkışlarla bezediğimiz kitapları okutuyorduk. Sınıf rehber öğretmeni görevimiz de oluyordu. Sorunlu olan öğrencilerimin aileleriyle iş birliği yaparak kişisel gelişim kitapları armağan ediyor bir şekilde okumalarını sağlıyorduk. Özellikle Doğan Cüceloğlu en büyük önderimizdi, öncelikle benim için.İlginç gelişmeler de oluyordu evlatlarına armağan edilen kitapları okuyan aileler bambaşka dünya ile buluşuyordu. Anneler babalara göre daha çabuk kavrıyorlardı çocuklarına karşı baskıcı ve sert tutumlarını yeniden gözden geçirebiliyorlardı.
“Çok yanlış yapmışız dayak cennetten çıkma diyerek. Hayvanları döverek eğittiğimiz gibi evlatlarımızı da öyle eğitmeye kalkmışız.Öyle görmüşüz kökten.”
İyi İnsan Olmak, Savaşçı, İçimizdeki Çocuk, Yeniden İnsan İnsana, Başarıya Götüren Aile, Geliştiren Anne- Baba ve diğerlerini kitaplığına almış en yaramaz öğrencimin evinde gözlerim yaşarmıştı. Doğan Cüceloğlu genç, yaşlı hepimize iyi gelen anti stres önleyici merhem gibiydi kitapları, söyleşileri…
Bugünlerde onu asla unutamayız. Vicdan sınavında sıfır notlar alıyoruz. Hiç bir cana ,canlıya acımıyoruz. Geleneksel baskı, otorite baskısı, töre vs vs….Günümüzde mobbing baskı*….Baskı, şiddet sınır tanımıyor. Onu çok özledik şimdiden.
“İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vicdanıdır.”Cüceloğlu.
Doğan Cüceloğlu’nun yapıtındaki gibi “mış gibi yaşam” lardan, yalan dolan ve iftiralardan, şiddetten, kinden ,nefretten usandık.
Ülkemiz için karınca misali çalışan o yüce gönüllü insanları dışlayıcı tutumlardan usandık.
Yazacak neler var neler…Ben sözü biricik iletişim ve eğitim önderimiz Doğan Cüceloğlu’nun sözleriyle noktalamak istiyorum yazımı.Ruhu huzurla uyusun yediden yetmişe hepimize sevgi dağıttığı için.
Aramızdan ansızın göçüp giden psikolog Doğan Cüceloğlu’nun
bize bıraktığı sözleri:
Yalan insanın ruhunu öldürür.
Ayrılıktır aslında ölümü acı kılan.
Ön yargı; arı soktu diye bal yememektir.
İnsanın gerçek gücü sevgisinde açığa çıkar.
İki insan birbirinin farkına varınca iletişim başlar.
Mutlu olmak istiyorsan, mutlu etmesini bilmelisin.
Mükemmel değil, iyi insan yetiştirmeyi hedefleyin.
Kendisi olmaktan korkmayan insan güler yüzlüdür.
İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vicdanıdır.
Ruhu öldürmek, bedeni öldürmekten daha büyük bir cinayettir.
Dil ne kadar yetersiz kalıyor insanın düşündüklerini anlatmada.
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır.
Aklını gönlünün değerleriyle yöneten insan yaşamının efendisidir.
Mutluluk aramakla bulunacak bir şey değildir, onu inşa etmek gerekir.
Kendi özüyle ilişkisi olmayanın gerçek anlamda kimseyle ilişkisi olamaz.
Sanırım çocuğun aklını hiçe saymak ona yapılabilecek en büyük zulüm.
Etrafında kimseyi bulamamak zor, içinde kimseyi bulamamak ise daha zor.
Çocukluğunu doya doya yaşayamamış bir insanın mutlu olması çok zordur.
Düğün bir maddi güç gösterisi olmamalı. Evlenme olgunluğuna gelmemiş olanlar düğünü çok önemser.
Bence siz, hangi soruları soracağınızı bilmeden, soramadığınız soruların cevaplarını arıyorsunuz.
Hatice Altuna