Yas | Derya Cesur
Cehennem neydi Aphareka,
neyin yangınıydı o hiç sönmeyen?
Yokluğu muydu cennetin?
Rüyaya sarılmak üzereyken
kabusa devrilmek miydi sonra?
Kuru dudaklarımızla vahaya koşarken
kum dolu ağzımızla ölmeyi dilemek miydi?
Yaz geldi buralara Aphareka.
Doğuş çığlıklarıma değdi değecek mevsim.
Tende güneş, denizde mavi;
lakin yok
hayatı kuyruğundan tutup
coşmak hevesim.
Sana kızıl çukurlarından yazıyorum cehennemin;
dinmeyen ızdırapların ülkesinden.
Umutsuzluğun;
büyüdükçe büyüyen o şişman zorbanın
is kokulu evinden.
Başımı ellerime yaslıyorum, uzun uzun.
Yemek haram,
gülmek haram,
sevmek haram bekleyişler büyütüyorum karnımda.
Zebaniler taze gövdeler atıyor al ağızlı çukurlara.
Tanıyorum onları,
harlandıkça ateş
artıyor salyaları.
midemde hep aynı bulantı,
kendime küsüyorum.
İnsan ellerime, ayaklarıma
fırtına olup da yağmayan efkar bulutlarıma
fena halde kızıyorum Aphareka.
Topal ruhumu yaslayacak
bir serin gölge,
aklımı kaçırıp kurtaracak
bir küçük cennet arıyorum.
Susuyorum, konuşuyorum,
oturuyorum, kalkıyorum.
Bir yerlerden ötelere,
ötelerden bir yerlere gidiyor geliyorum.
Alevleri görüyorum,
alevleri duyuyorum,
hayattayım;
yine de
ölüyorum Aphareka.
Derya Cesur
Temmuz 2021