BARIŞ VE KUKLA | Aziz Kemal Hızıroğlu
yenilenen duvarların ardında
hapsedilmiş güzellikti barış
yüreklerin paslı doğu kapılarına
ölülerce soruldu: hanginiz çıkış?
onu beklerken çocuklar
ne çok savaş geldi- geçmedi
gecelerde kan pıhtılanırken
gitmedi- düşlerinden uçurtmalar
güvercin talanı kollayan ajanslardan
naklen verildi öldürme biçimleri
bitimsizdi, hüzün inceliğindeydi
umut, ateş avlularında kavruldu rivayeti
işin özü iktidar ve mülkiyetti elbet
savaş biçimde gençleştirildikçe
hanelerin kayıp çocuklarını
arayan annelerin yüzü kaldı geriye
dirençten dökülme barış adlı cenin
insandaki sılayı tanımadan
kış soğuğu bir rahme yerleştirildi
“eritin” dedi gedikli kukla, “kar gibi”
dünya halklarına dönerek gürledi sonra:
“unutun artık bu teraneyi”
kibirliydi, zafer işaretiyle kalktı gedikli
iki adım atmıştı ki ardından davudî bir ses:
“ben dirençten döküldüm, nasıl eriteceksin
sen en iyisi başka kuklayla değiştir yerini”
Aziz Kemal Hızıroğlu
(*) Kana Yüzüm, Ulak Yayıncılık, Aralık 2016