Sineklerin Tanrısı’ndaki Ralph’a ne oldu?
xxx
Bu durum William Golding’in “Sineklerin Tanrısı” adlı romanının muazzam popülaritesini de açıklamaya yetiyor. Sineklerin Tanrısı, kötünün kökünün kazılabildiği bir toplumsallık yaratmak yerine, yasaklar yoluyla onunla baş etmeye çalışmanın, yasak ve yaptırım üzerine inşa edilmiş bir uygarlık paradigmasının insanın içindeki iyiyi ortaya çıkarmasındaki mutlak başarısızlığının dramatik öyküsü olarak da okunabilir.
Aslında dünyanın ortasında dikilen “sinek” imgesi rastgele bir imge değildir. Kitapta geçen bu anlatının toplumda tarihi bir arketip olma olasılığı var.
xxx
Mezopotamya kadim halkları için kullanılan “sinek” imgesi, toplumun vicdanında açılan derin kanlı yarığa üşüşen sinekler metaforuyla yer değiştirdi. Sinek, günümüz toplumunda barbarlıklarıyla kötülüğü tabana yayıp “Stockholm sendromu” yaşayan lümpen bir kalabalığa karşılık gelmektedir.
xxx
Sineklerin tanrısının halkın arasından yükselen ve onları soylulara karşı isyana sürükleyen bir “devrimci analojisi” olması da mümkündür. Halkı “tanrı-krala” karşı kışkırttığı için ülkeden muhtemelen yandaşlarıyla birlikte Fizan’a sürgüne gönderilene dair bir “başkaldırı alegorisi” olması da. Romandaki ada, Fizan sürgün ülkesinin coğrafi bir idamesi olarak da okunabilir.
Adadaki çocukların tamamının erkek olmasını toplumdaki «eril avcılara» bir gönderme olarak okumak mümkündür. Bu durumda “avın”, eril avcının şiddetine maruz kalan kadınlar olması kuvvetle muhtemeldir.
xxx
Yazının tümü Bianet’te
http://bianet.org/bianet/kitap/229920-sineklerin-tanrisi-ndaki-ralph-a-ne-oldu