Bir hakikat yitimi çağında yaşıyoruz-Josef H. Kılçıksız
“Doğru iliklenmemiş ilk düğme” nedeniyle ekonomide çöküş kaçınılmaz görünüyor. Mutsuz bir son için sonunda “mahşerin dört atlısı” da ekonomik denkleme dahil oldu:
- Merkez Bankası’nın rezervlerinin tüketilmesi uğruna dolar kuru baskılandı.
- Faizler aşağı çekilerek mevduatta liranın cazibesi azaltıldı. Buna bağlı olarak dolarizasyon hız kazandı ve yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı inanılmaz rakamlara ulaştı.
- Katma değer getirmeyen köprü, yol gibi projelerde dolar cinsinden borçlanıldı.
- Ülkede siyasi öngörülebilirlik azaldı. “Hukuksuzluğun üstünlüğü”, insan hakları ihlalleri, dış politikada “ihvancı” ajanda gibi uygulamalarla dış yatırımcı korkutuldu. Dış yatırımcıyı engellemek için adeta “düşmanca” bir yatırım iklimi oluşturuldu.
xxx
İktidardakiler de koltuklarına adeta bir “Othello sendromu” kıskançlığıyla bağlanmış görünüyorlar.
Bakan’ın, “kişi dolarla maaş almıyorsa, dolar borcu yoksa doların yükselmesinden endişe etmesin” şeklindeki açıklamaları, ekonominin apodiktik önermelerinin ülkeyi yönetenler tarafından nasıl ideolojiye dönüştürüldüğünü gösteriyor.
Nepotist ilişkilerin değil de ehliyetin önemli olduğu demokratik bir ülkede, dolarla maaş almıyorsak, dolar borcumuz yoksa doların yükselmesinden endişe etmememiz gerektiğini savlayan bir kişi değil Bakan olmak, iktisada giriş dersinden bile geçemez.
xxx
Bir “hakikat yitimi çağı”nda yaşıyoruz.
Oysa gerçek, ona inanmasak da, pazarda, çarşıda, kasapta, emeklinin cebinde, işsizin buzdolabında, piyasalarda olan şeydir. Sokağın dolaysız fotoğrafı tarih yazar, gerçeği doğrular.
Bakan söyle bir sokağa çıkıp “düz vatandaş” ile bir konuşsa, eminim ki anlattığı masalı bozguna uğratacak bir gerçeklik şokuyla karşılaşacaktır.
xxx
Bütüncül bir ekonomi okuması için ArtıGerçek
https://artigercek.com/haberler/bir-hakikat-yitimi-caginda-yasiyoruz