Şarap Çardağı / Asma – Ali ASAFOĞULLARI
Acemiydim. Aceleci!
Çok toydum, o zamanlar
Yeşile duran ışkınları yoldum
Nar ekşisine banıp da yedim
Körpe ve kekremsi…
Büyüdükçe öğrendim
Yolunun uzun olduğunu
Sürgünün bana tatlar sunduğunu
Salkıma durduğunu
Amansızdım. Apansız!
Çocuktum, tecrübesiz
Az biraz serpilince koruk,
Kopardım…
Tuza basıp da yedim
Buruk ve ekşi…
O vakit öğreniyordum
Salkımın sürgünde olduğunu
Güneşe soyunduğunu
Saati üzüme kurduğunu…
Acımasızdım… Atılgan…
Kanı kaynayan bir civan
Çıplak bedenine göz dikince güneş;
Benzi sarardı,
Utancından yüzü kızardı koruğun!
Çitmikleri davetkârdı ve çekici
Uzanıp derdim
Kızaran yüzünden öpüp dudaklarımla
Şirin şirin yedim
Lezzetliydi ve olgun…
Sandım ki
Ömrü bu kadardı asmanın
Sunacağı son tattı bu!
Fakat yine yanılmıştım;
Şırayı işittim
Pekmeziyse çok sevdim…
Oysa ikimizin de olgunluk demi şimdi
Biraz emek, biraz zaman
Hem birazcık sabırla
Yıllanma!
Üzümün şaraba,
Özümün sevaba
Devinme faslı artık
Ve müsaadenizle
Şiirimi asma/ya geldim…
Çardağın serin yapraklarının gölgesinde
Bir salkım üzüm akıyor damarlarımdan
Eşsiz bir huzur niyetindeyim
Çakırkeyif bir halde…
Meydanköy,
02 Ağustos 2020