Yazı Kaldı | Mehmet Mevlüt Bulanık
Ah!
ayak izlerime konuyor kuşlar
uğultusuyla saçlarımı yalayan rüzgar
yüzümün sıcaklığıyla kucaklaşıyor bugün
gülücüklerime salıncak kuran
şiir terliyor
alnımda
bordo bir gül çimleniyor
gün batıyor
göğsüme türküleriyle uzanan kadın
çığlığıyla kendini yontuyor
ayak seslerini kitledim bir şişeye
her bardakta ayrı şakıyor
anılara
sığmayan bir öyküm vardı
özeti şiir
sayfamda gecenin katları kaldı
yalnızlığıyla burğaçlanan odamda
sesi yakın kendi uzak yası kaldı
II.
takvimden bir yaprak daha düştü bugün
dağı günün ardına sakladım
aklım bir gidip bir geliyor
Lut çukuru karanlık ve küfürlüymüş
ben bilmiyorum
duvarımda başaşağı mahur fotoğrafın izi kaldı
süslü
bıçaklarla ağıtsız bir tören yörüngesinde
yalayıp geçiyor dilimi söz
bölük pörçük
birbirine karışmış her şey
deniz yanıyor
çöl şimşekleniyor
şehir çalkalanıyor
kırdım aynadaki yansımasını gökyüzünün
ilgilendirmiyor beni suyun debisi artık
kanayan kanatlarımı
yüzümdeki fay hattın acısını unuttum
yaktım yaşarayarak yazdıklarımı, yıllarımı
cinayet bu
cinnet bu
suç bu
biliyorum.
uyurken anılara sarılıp hâlâ aşk yığıyor
aklım duruyor
dizimde uyuttuğum
aleviyle yüreğime atlayan kadın
yaramın üstüne köprü kurmuş
yedi renk gerçeğimdi
düşler yatağına kar kürüyor
yaslanıp aya rüyada saçlarını örüyor
şiirimde külü kaldı
Mehmet Mevlüt BULANIK
28.06.2020