Yardım için
telaşla çırpınanlar, merhametle uzanan eller yabancı sana. Hiç görmediğin kadar
ilgili olan bu insanlar da neyin nesi? Ne iyi insanlar varmış; yazık
bilememişsin. Utanman bundan. Bu yüzden gözlerindeki şaşkın ışıltı, dudak
kıvrımlarındaki kömür karası tebessüm. İnsan yerine konuldun be çocuk! Yeni
Türkiye’nin insanları bunlardı demek… Nasıl da sarmalandın, sevgi gösterisiyle
mest oldu yüreğin. Azarlanmadan, horlanmadan sana en temizinden kucaklar açıldı.
Daha çok kirlendin sanki…
Bilmezsin bu oyunları,
bilemezsin çocuk; sakın aldanma!
Dünyanın gözü sende, aç
gözlerini!…
Aykırılar seni için Soma’da…
Sen hangi Türkiye’nin
evladısın çocuk? Çizmelerini çıkarmadan önce karar ver. Ürkek, korkak, sindirilmiş
kimliğinin adıdır kömür karası, yürek yarası çizmelerin. Sahip çık onlara. Bu
nasır tutan eller, gece karası ten senin. Dön bak aynaya! Kederle bakan
gözlerine bir bak! Kan kırmızı çanağın içindeki kömür karası bezginliğin sana
neler anlattığına kulak ver. Yerini ve kimliğini iyi belle…Aykırısın sen çocuk!
İtilmişliğin, terk edilmişliğin bundan. Rant adına nefessiz bırakılman bundan.
Tanı kendin, sahip çık nasır tutan ellerine, sımsıkı sarıl katran karası
çizmelerine. Sarıl ki önce yüreğinin ışığı beslensin, ardından bütün yürekler…
Sarıl ki yüreğinin yanında fark edilebilsin gemiciklerin, savrulan tekmelerin,
susturulmak için atılan tokatların kirliliği…
Roman ve öykü yazarıyım. Nefise ve Satılık Sevda isimli iki roman, İlesam ve Akçağ yayıncılığın ortaklaşa oluşturduğu yarışmada ödül alan Gülce'nin Can Dostları isimli öykü kitabım var. Basılmayı bekleyen dört romanım demlenmede... Aynı pencereden bakan dostlarla birlikte olmak keyif verici...