Maranta | Mehtap Emre
Sizi ‘yalnız ruhlar sokağı’nda mı görmüştüm ilkin, anımsamıyorum
gözlerinizde ne vardı sisli bir dağbaşı uğultusu mu …kehribar hüznü menevişi mi..belki de yanlışlıkla gövdenizde büyüttüğünüz bir çellonun
her enstrümanın tınısını doğurabilen
sesini sayıklıyordu elleriniz
sonra bütün ritüellerden devşirilmiş ama onların hiçbirine benzemeyen bir âyin başlamıştı
aynalarla kaplı sunakta kanayan gönüllü bendim
sayamayacağım kadar ben
mayaların tanrısal diliyle
-IN LA KESH-*
‘ölürüz birbirimizde yeniden doğmak için’
diyen bendim. sayamayacağım kadar ben
yedi günde yarattığınız evreni
neden tıka basa doldurdunuz, aklım ermiyor
öyle yabanıl, ayrıksı ki o çoğulluk
hepsinden uzaklaştınız bile isteye
yine de canınız sıkılmış olmalı kimsesizlikten
oysa olacakları hesaba katmalıydınız
sizi yansıtacak ayna kalmamıştı kendinizi öldürürken
bataklığın rahminde açan mavi lotus çiçeği
sizi nerde görmüştüm ilkin, anımsamıyorum
arındırdığınız gibi on iki havarinizi
arındırınız esirgeyiniz beni
geceleri ikimiz de içimize gömülürüz
güneşle yeniden doğarız hayata
siz güzel marantam ve ben kırmızı lotus
IN LA KESH!*
(*) In la kesh:’birbirimizin başka yüzleriyiz’ ya da
‘sen, öteki ben’ anlamında selâmlaşma
//::Mehtap Emre sayfası, 14 Mayıs 2020