Arsız Gönül | Ahmet Karbeş
Mevsimler hep süregeliyor
taaa derinden
yani dipten
yani en
en
en
derinden.
Ben
sensizim
sevgilisizim
diye
zaman
kendi
durmuş?
Gibi!
Kederinden.
Yinede
-An-
Aşk ve
Zaman
istemesende
yaşanıyor.
Ve
çıplak tutkuların
ayıbı
hep
açlığımda
kanıyor.
Gecemin
karanlığına
meteor
gibi düşen
o
işbaz
gözlerin
ömrümde
şu
biçare gönlümde
hep
yanıyor
yanıyor
yanıyor.
Bırak
Ahmet
bırak
yansın.
O
gözler, kendini gece lambası sansın!
Sensizliği
sessizliği
bir hain gece
getir !
Sen
bana, getir
mavi
düşler içinde
yeni
aşk’lar
sevi’ler
getir..
Yoksa;
madde
ötesi bu karanlığın
beni
tüketir.
Bu
devri-daim,
bu
hayali sevişmelerin
med-cezirleri,
ahhh
ömrümün
sultacı
padişah
ve vezirleri
vurun
kırmızı bir şehvetle
vurun
tik-tak’larınızı Vefa’ya
bir gül
bir el
bir ser
bir sır
vermeden..
Hep loş
o
bomboş
gecenin
o
labirent sokaklarında
yeni
umutlarım
yorğun
uykusuz gecelerin sırtında
geliyor,
gelecek!
Sabahın
ilk ışıklarında.
Ben,
son gözyaşlarımı dökerek alêl acele
gri
bulutlara,
pupa
yelken açıyorum.
Ben
şimdi,
《Bir daha sevmek mi?
Gönül
vermek mi?
Asla!》
ların,
sığ
sularından dümen kırıp,
berrak
serin
ve
engin sevilmelerin
aşk
sularına sapıyorum.
Arabesk
yılğınlık,
riyakârlık,
vefasızlık,
zaafiyetler
ve
ihanetler,
tüm
bunları ayıklayıp aşk’tan
hepsinden
birer rulo yapıyorum,
müsebbibi’nin,
taliplisinin
gönül
kutusuna
《geri-iade》
at/ı/yorum
!……
01:07:1976/24:06:2012