Ayaz Ağrılı Bir Lâcivert | Aynur Başkaya Karasu
uyku sonu
ya da bakışlarımızdaki bir tür şaşkınlık –
bilmiyorum ?
(…)
saksılarının gölgesinde
bacaklarını ıslatan karıncalar ve çilekli sakızları
çantalarında uzun saçları
hiç bu kadar uzun sürmemişti reçel suratlı karıncaların
“kısa” konuşmaları
kapatıyorum sokağına su çiçeği camlarımızı
bardaklarımız iki parça araf
cennet ve cehennem yedi adım bahçelerine
ve korkudan bir önceki dehşeti gösteren hiçbir şey yok Delfinâ
yangınlar mezarlığa karşı
ışıktan elbiselerin rengi hep bakır
ne zaman bildiğim bir duvara dönsem sırtımı
bir önceki uçurumla –
el ele..
(…)
ve bir ilk değil Delfinâ
hangi yıla tırmansam kendime düşüyorum
bir çıplaklığa uyanıyor mısır talalarında unutulmuş atlar
yaşlı bıçağıyla düğümler kümesinde bekleyen
ateşin hâfızası
korkmuş bir çocuğun sesi
yürü bizi bir dünya’ya diyor “kutsal”
kaldır gözlerini ve arkana bakmadan yürü bizi
sadece bir ânlığına (!)
suyu saksıya koy ve bekle ışığın büyümesini
anlayacağın
her şeyin totemi yarısına kilitli –
bir vedâ’nın vâlsi..
(…)
“kaynatma” diyor –
az önce verdiği bir tarifi annem
unutarak tüm zamanların unutulmuş an(ı)larını
tutuyorum sözünü
sallanan bir pede gibi gölge payımı
bozuyor saçlarımı ayaz ağrılı bir lacivert
bugün de dün gibi
dün sanki bir önceki gün gibi
kendi kanatlarını temizleyemeyen bir tüy gibi
tırnak kesintisi –
soğuk bir cumartesi işte..
(…)
.. ve bir gelincik
uçurumu böyle görüyor
Delfina..
Zeryâ ca..
Aynur Başkaya Karasu