HENÜZ YAZILMAMIŞ BİR ÖYKÜDEN | Öznur Eren Kanarya
…Uzaktaki pencereye doğru baktı bir kez daha. Perdenin ardındaki görünmez kişiyle konuştu içinden, her zaman olduğu gibi.Yüz yüze geldikleri ender zamanlarda da tek başına konuşuyordu zaten. Karşısında, sadece kendi anladığını dinleyen biri vardı hep…Hiç dinlemediği, ne dediğini hiç bir zaman tam olarak anlamadığı birini küçümseyerek eleştiren bir yapıyla monologlar halinde geçen sonuçsuz laf kalabalığı da denebilirdi buna… “Ne çok şey anlattım ben sana.” dedi.”Hiç durmadan, çoğu kez daldan dala atlayarak, bazen soluk soluğa konuştum, konuştum… Sessizce gidiyorum şimdi. Konuşacak birini bulursun elbette, uzun yıllardır hep yaptığın gibi. Ama susacak kimsen kalmayacak…Üzgünüm bunun için…Ben susmayı sevenler kasabasına gidiyorum. Sevgiye, umuda,acıya, hüzüne, özetle insan olma hallerine dair saatlerce susmanın yadırganmadığı bir yere…
Sen gelmeyi istemezdin, susmayı ne bilir, ne de seversin çünkü…”
Öznur Eren Kanarya-28.02.2019/İstanbul
(Uzun bir şiirin etkisiyle kurgulanan ve henüz tamamlanmamış bir öyküden…)