Dolar 34,5055
Euro 36,4583
Altın 2.955,93
BİST 9.084,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 18 °C
Az Bulutlu

Günün Kitabı | Ceren’siz Olmaz | Nermin Akkan

08.01.2020
1.934
A+
A-
Günün Kitabı | Ceren’siz Olmaz | Nermin Akkan

Eli kalem tutan her insan yazdığı okunsun ister elbette. Bu yüzdendir ki kitap en özge dostumuzdur bizi kalem ehlinin yüreğiyle tanıştıran buluşturan uzakları yakın eden.
Şiir öykü roman özyaşam türü ne olursa olsun yazdığımız okunsun istiyoruz, dokunduralım yüreklerimizi birilerine, birbirimize. Gönül pencereleri açılsın istiyoruz dört bir yanımızda.
Ben de istiyorum elbette. “Her selam verdiğim, her selamını aldığım okusa keşke” diyorum kitaplarımı.Şiir kitaplarımı, çıktığında öykü kitabımı, henüz üçte biri bile harflerle buluşmamış adı bende saklı romanımı.
Ama “Ceren’siz Olmaz” illaki okunsun istiyorum. Yolu bir şekilde engellilerle kesişmiş olan herkes okusun istiyorum. Eğitim alanındaki rolü ne olursa olsun her eğitimcinin özellikle yönetim kadrolarında bulunan tüm eğitimciler okusun istiyorum.
Elbette parasını ödeyerek bastırdığı bir kitap en azından kendini kotarsın ister her yazar bu nedenledir ki duyarlılık sahibi eş dost akraba arkadaş okunası değilse bile destek olsuna alır kitaplarımızı.
Şiir kitaplaımın göreceli beğeni kriterlerinin varlığı nedeniyle okunup okunmadığıyla çok ilgilenmiyorum açıkçası. Hiç kimseye de bir öneride bulunmadım bulunmam da. Öyle eyvallahlı biri olmadığımı bilen bilir zaten bu anlamda.
Ancak “Ceren’siz Olmaz” için aynı şeyleri söylemiyorum.İstiyorum ki herkes okusun. Satın alıp okuyan kitaplığına hapsetmesin bu kitabı versin bir başkasına o da okusun.


Nedenine gelince, bu kitap; 1985 Türkiye’sinde ilk kez bir özel eğitim merkezinin açıldığı, ilk kez üniversitelerinde özel eğitim bölümünün yer aldığı bir dönemde doğan Ceren’in etrafında salt bir annenin duygu salınımları değil aynı zamanda ülkemizin özel eğitim alanındaki tüm çıkmazları, çarpık ilişkileri, dini bağnazlıklarımızla engellilik kavramının paravan edilerek ülke kaynaklarının nasıl talan edildiği, denetim mekanizmalarının ne denli işlevsiz olduğu ve daha bir çok alandaki özel eğitim handikaplarının masaya en objektif şekliyle yatırıldığı bir kitap.
Aynı zamanda bilimsel olduğu varsayılan bir çok formal tezlerin sevgi sabır emek ve işbirliğiyle nasıl ters yüz edildiğinin raporudur. Engelli bir bireyin tüketen-yük konumundan kendine yeten- üreten – yön veren konumuna nasıl geldiğinin yol haritasıdır.
Ve ” ÖĞRENEMEYEN ÇOCUK YOKTUR, ÖĞRETEMEYEN EBEVEYN VE ÖĞRETMEN VARDIR” sav/özdeyişimimin sağlamasıdır bu kitap.
Ve emin olun bizim gözümüzle izlediğinizde bu özyaşam öyküsünü engelli çocuğunuzun varlığını şükürle baştacı yapacaksınız tıpkı benim gibi.
Gönül yaralarımı bile Ceren’le sarıyorum ben.

Nermin Akkan
Nermin Akkan, Hece Mavisi (2018), Ayrıksı Çiçekler (2019), Cerensiz Olmaz –Anne ile Kızın Uzun Yolculuğu- (2019), Yayla Rüzgârı (2020) ve Kimsesiz Şiirlei’nden (2021) sonra altıncı eseridir. 1971’de birlikte çatısı altına girdiği Tokat Öğretmen Okulu yıllarında şiirleriyle tanıdığı, ama derste yaptığı - kimsenin aklına gelmeyecek dil oyunlarıyla örülü esprilerinden dolayı, ilerde Ahmet Haşim kalemiyle yazılmış mizah bulutlarından aldığı nemi serpen bir deneme yazarı olarak göreceğimizi düşünmüş. Şimdi onun görebildiği yazıları, aradan geçen uzun yıllar boyunca o kalem daha nice mürekkeple karşılaşsa da hepsini silerek kendine özgü karakteristik yazıyı ortaya çıkarmaya çabalamış. Çabanın ne kadar şuurlu olduğu hakkında fikir yürütebilmek metinlerin iç dünyasındaki cehennemî kavuruculuğun da serinletici “yayla rüzgârlarının da kalbe aktığı ilham dönemlerinden okuyucuya vardığı son güne kadarki kılık değiştirmelerini bilmek gerekir. Bu ancak yazdıklarını bir kitap için biriktirmek yerine peyderpey yayımlamayı seçen kalem erbâbı için denenebilecek bir yoldur.
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.