Kimseyi sevemiyorduk / Gökhan Barış Pekşen
“Hakettiğimiz karede değiliz hiç birimiz. Çerçeve dar geliyor “
Kimseyi sevemiyorduk,
ihtiyacımız vardı..
Neden Tanrı’ya gel dediğimi biliyor musun?
Tüm prensler biraz eksiktir, tüm feministler de biraz prenses..
Şimdi de gelecektesin, yine benden önce gittin bir yerlere, bir başka yüzyıl için Tanrı ile anlaştığını biliyorum..
Ve dedi ki;
bu medz baazar içinde
bütün korku içinde yaşar,
göz yaşımdaki yasda..
h a k e t t i ğ i m i z i i n k a r e d e m e y i z
Ağırdır gözyaşlarımın bedeli dedim,
sustu kadın..
Kimse hatırlamıyor bu yasal acıları, belki de bu yüzden buradayım dedim
sustu kadın..
Bahse girerim kaliteli deprosyonlarla dolu günler yakın Tanrım!
– Ve dedim ki;
kalbimi zincirliyorum İsa’nın kemeriyle..
Niye yıkıldığımı sana söylemem –
niye yalnız olmayı tercih ettiğimi sana söylemem..
Ağlamak için soğan keserken elimi kesiyorum.. Sonra oturup gramofona müzeyyen Senar koyuyorum (Kimseye Etmem Şikayet) kan bile eskisinden çabuk duruyor o an..
Artık, dualarıma karşılık, makbuz alıyorum..
Bazen herkesin beni terk etmek istediğini bilerek yaşamayı, sahne üzerinde oynamak istiyorum..
Oysa ki;
Tanrı bile bilmiyordu –
bütün pamuk prenseslerin
kötü ruhlu anneleri olur
ve bu kötü ruhlu anneler kızlarına birer sik lordu tayin eder..
Sarıl şimdi sik lorduna
unut yaşanılan cehennem yanıklarını –
unut ki;
adım sonsuzluğuna yankılansın..
Sonra her şeyden şüpheleniyorsun..
Oysa çirkin olan her şeye uzaktan bakmak için eğitildim..
Yüzümdeki lekeler, neşemdeki şımarıklık aslında hep kendimi saklama niyetimden..
Her sevgi içinde bir ölüyü taşır,
aşık olmak adına yeteri kadar insan tanımadım Tanrım..
Bir iz daha
uçmadan küllerim..
Camlarıma çarpıp ölen bir kuş dedi ki;
kanatlarım kırık
zar atıyorum Tanrı’ya –
bu kez uçmak için
kapalı gişe bir isyanın içinden çıkanım!
Zerafet tam olarak bu..
Biraz çaba biraz çabalamak ister –
keza, Noir’i nasılda çıkartabilirdik aydınlık ışıklara hiç düşündün mü?
Oysa ki Aşk;
Oysa ikisi de yasaklı..
Sonra sanat ve uyuşturucuyu bulduk, iyi gelir dedik yaralarımıza, iyi gelir dedik kırılan içimizin kimsesiz çocukları en çok kapı diplerindeki aşınmadan huzur bulmayı anlar diye sevmenin bizi kimssesizler mezarlığına gömdüğünü öğrendik..
Tanrı dedi ki;
kimse sana aşık olmuyorsa,
bazılarımız ölüm gibidir daha iyisi yoktur..
Fakat o kadar yalnız uyanıyorum ki, mamafih sonunda pes ediyorum
ve sabahın ilk ışıklarında
kalbimide aldın sen
ve hala o acıyı hissediyorum..
Söyle bana şimdi ayna,
görememekten şikayetçi olan bir keşiş kulağıma fısıldadı geçen sene tamda bu vakit;
– Hepinizin ruhları üzerinden geçtim, fark ettim ki, saklambaçta hepiniz sonuna kadar sayarak gözlerini açmıştınız..
– Gökhan Barış Pekşen
– Sınırların daima çizili olduğu bir daireye biz hep yukarıdan baktık
– 23062018