Madımak Kokulu Kadınlar/ Bircan Tan Gabriel
Zaman zaman size bölümler halinde ileteceğim yazdıklarımı.
Yaşamları önce ”Hikaye”leştirilecek, sonra ”Film”leştirilecek.
Artık kendi limanımdan demir alma vakti gelmişse rotam insan hikayesine olur. Sonrası, geminin düdüğünü çalıp rotamdaki insanın yaşanmış hikayesine dogru dümeni kırmak olur. Geriye ise, yaşam ihtişamında insanoğlunun bulanık dünyasındaki zevk-ü sefasını dinlemeye kalır.
Ne çok yazılmamış yaşanmış hikayeler ve onların seyr-ü sefası var. Bir Martı’nın kanadına takılıp yollada seyr-ü sefa edenleri, kızaklarla donmuş gölde seyir sefaya çıkananları, Yunanistan, Santorini Adasında gün batımı seyr-i sefası yapanları..kalbin manevi seyrini gerçekleştirenleri..Ahirette olan zevk-u sefa hikayeleri olan ”Madımak Kokulu Kadınları” henüz dinleyemedim diye hep üzülürüm…
Bu serideki bezm-i safâm da kızıl karıncaya dil uzatmıyorum.
Şeytan arabasına binip gençliğinde başı bacadan çıkan kadını, Madımak kokulu Kadınları beraberimde bir kalıp Girit sabunuyla ziyarete gidiyorum. Çekim ekipmanları ile gittim diye sinirlenip „Çek arabanı!“ demiyorlar bana. Deseler sanırım evleri önünde bulgur sokusu olurum. Sarılıyoruz birbirimize. Kadir kıymetini bilip yanına geldiğim, hal-hatırını sorup gönlünü aldığım için bana kolonya ikram ediyor kadınlar.
Gönül bağlılığından doğan eziyetlerini, bir de toz toprak yollarda zerre zerre edindikleri deneyimlerini dinlemek için sabırsızca her birinin tek tek karşısına, dizinin dibine oturuyorum…
”Kadın Başına” Madımak Kokulu Kadınlar“ı merak ettiğinizi hissediyorum… Pek Yakında!
Bircan Gabriel
2019_01_19, Bad Doberan