Her Şey Mümkün | Yılmaz Pirinççi
Şiirlerde kendini okumak nasıl bir duygu hiç düşündün mü?
Tenine değen o belli belirsiz titremeyi kelimelerde yeniden yaşamak nasıl bir şey
Buğulanmış aynalarda birbirine karışan yüzler.
Dilinden dökülen sözlerin kimlik değiştirmesi…
Boynunun o en incesine giden elinin çaresizliği.
Ve son yudumu sigaranın…
Soğumuş çay bahanesi olur dilindeki kekremsi ayrılığın
Ve yastığında hep eksik bir koku…
Alın yazısına benzer bazı dokunuşlar.
Bir asır geçse silinmez izi…
Nereye gidersen git.
Hep aynı uçurumlarda açar çiçeklerin.
Şiiri yazan kimse bilemez .
Kimse anlayamaz bir yoksunluğun yüreğine kramplar tutturan sancısını.
Öyle hain bir bıçak darbesi…
Buzdan bir kamanın etini yarması gibi
İnce ince…
Ve böğüre böğüre kanarsın kendi sessizliğinde.
Her şey mümkün…
Her şey imkânsız…
Her şey kendi gizliliğinde saklı…
Ve her şey bir defa ya mahsus…
Hangi yaraları satın aldı sokağından geçen otacı?
Hangi yaralar dünden yarına?
Hangi kanamada o çığırtkan ses?
Aynalarda iç-içe geçmiş yüzler.
Sana da geçmiş olsun.
Yılmaz Pirinççi
….