Londra Kitap Fuarı’nda yapay zekanın ayak sesleri | Dursaliye Şahan | Edebiyat Haber
Şuraya not düşmüş olayım:
Önümüzdeki yıl olmazsa en çok bir sonraki yıl Londra Kitap Fuarındaki toplantıların birkaç tanesinde konuşmacı robotlarla tanışacağız. Artık bize yapay zekanın nasıl büyük bir nimet olduğunu bol bol anlatırlar.
Şimdilik gelecekle ilgili tahminlerimi bir kenara bırakıyorum.
İlk günün kalabalığına girmemek için ikinci gün Gülay’la (Yılmaz) birlikte gittik. Zaten üçüncü gün de firmalar bir an önce paketleme işini bitirip mekandan çıkmak acele ediyorlar haklı olarak.
Bizim gittiğimiz günkü şeref konuğu Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan’dı. Tek penceresi dahi olmayan basın odasında, sadece Khan için gelmiş mutsuz gazeteciler gördüm. Mutsuzlardı diyorum çünkü oksijeni emilmiş o odada yarım saatten fazla oturmak işkence gibiydi.
Ben başkanı izleyemedim. Çünkü her standı görmek için koşuşturmaktan epey yorulduk. Haliyle sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine değinen Başkan’ın ‘sıra dışı’ konuşmasını da kaçırmış oldum.
VIP konukları ve ufak tefek sorunları saymazsak fuar bizim açımızdan yorucu olduğu kadar güzeldi.
Bu yıl girer girmez gözüm Suudi Arabistan standını aradı nedense. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi salonun tam ortasına modern ama heybetli, dev bir çadır kuracaklarını, hatta bu yıl daha da genişleteceklerini düşünmüştüm.
Peki, 2023’ün efendisi kimdi derseniz, Çinliler di derim. 40’tan fazla stantlarında sadece Çin’i anlatan 2300 kitapla fuara çökmüş durumdaydılar. Bilmem söylediğim rakamlar gözünüzün önüne gelebiliyor mu?
Küçük bir ayrıntı: Bazı stantlarda, özellikle çocuk bölümlerindeki çizimleri gerçekten olağanüstüydü. Neyse ki, sadece sergilemek için getirmişlerdi de satın almak için bütün cüzdanımı boşaltmak zorunda kalmadım.
Yine çok sayıda Türkiyeli matbaa ile karşılaştık.
Kültür Bakanlığı ve Türkiye İngiltere Ticaret Odasının ortak standında lokum, baklava ve kahve ikram ediliyordu. Biz de mola verip memleketten gelen ziyaretçilerle ve yayıncılarla sohbet ettik.
Bunlardan biri de Ketebe Yayınlarının temsilcisi Murat (Murat) beydi. Yoğunluktan memnun görünüyordu. Diğer ülkelerdeki fuarlara da katılmış biri olarak Londra Kitap Fuarının verimli geçtiğini söyledi.
Kültür Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkan Vekili Nizar Kara ise sektöre destek verdiklerini belirterek, “Fuar bizim için bir anlamda ülkemizin temsili demek. Buraya gelmek isteyen yayınevlerine, yazarlarımıza imkanlarımız ölçüsünde yardımcı oluyoruz,” dedi.
Promat Basım Yayından konuştuğumuz Tolga Ürkmezgil ise fuarları düzenli olarak takip ettiklerini, yeni bağlantılar kurmak, dünyaya açılmak, büyümek için, yenilikleri yakalamak gerektiğini vurguladı.
Fuarın ‘bu da ne?’ dedirten bölümü masajcılardı. Yazıyla inandırmam zor olur düşüncesiyle gördüğünüz gibi fotoğraflarını da çektim. Acaba satamadıkları standı masajcılara kiraya vermiş olabilirler mi? Yorumu size bırakıyorum.
Minik minik stantlar ise evin en küçüğü modundaydı. Ziyaretçilerin ilgisizliğine küsmüş gibi somurtkan bakıyorlardı.
Ancak bunlardan biri farklıydı. Standın yarısını kapatan dev bir kitap maskotu ile gelen geçen herkesin ilgisini çekmeyi başarmıştı. Bence çok yaratıcıydı.
Amerikalı yayıncılar İngiliz yayıncılardan fazla mıydı bana mı öyle geldi açıkçası bilemiyorum.
Hindistan da önde gelenler arasında, büyükler sınıfındaydı.
Yukarıda da söylediğim gibi toplantılarda kitaplardan çok ‘Yapay Zeka’ konuları ilgi görüyor gibiydi.
Kaçınılmazın ürkütücü ayak seslerini duyuyor musunuz? Huzurunuzu kaçırmak istemem ama, kim bilir belki 50 yıl sonra, bir ülkenin başbakanı olarak seçilen robotu çocuklarımız alkışlayacak.
Ukrayna da oradaydı elbet. Yine bildiğiniz gibi, şeref konuğu durumları. Hayır kesinlikle karşı değilim ama üzerine bomba yağan tek ülke orası mı? Sanki diğerlerini görmezden gelelim diye gözümüze gözümüze sokuluyor gibi.
Sağlıcakla kalınız…
Kaynakça: edebiyathaber.net